Sivil Toplum Okulu sivil toplum aktörlerini bilimsel ve akademik alandaki paydaşlarıyla buluşturacak!

Sivil Toplum Okulu sivil toplum aktörlerini bilimsel ve akademik alandaki paydaşlarıyla buluşturacak!
Sivil Toplum Okulu sivil toplum aktörlerini bilimsel ve akademik alandaki paydaşlarıyla buluşturacak!

“Akademik Alandaki Üretimi Sivil Toplumla Buluşturmak İstiyoruz”

Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve STGM tarafından yürütülen STÖ Kaynak Merkezi Projesi bugünlerde hummalı bir çalışma içerisinde. Önümüzdeki günlerde hayata geçecek Sivil Toplum Okulu sivil toplum aktörlerini bilimsel ve akademik alandaki paydaşlarıyla buluşturacak. 

Dünyada ve Türkiye’de sivil toplum alanında üretilmiş akademik bilgiyi ve alana dair veriyi ülkemizdeki sivil toplum örgütlerine ulaştırmayı amaçlayan STOK bu amaçla çeşitli başlıklarda bir dizi eğitim düzenleyecek. STOK’un eğitim dizisinin ilki ise 18-20 Ekim 2018 tarihlerinde gerçekleştirilecek.

“Akademik alandaki üretimi sivil toplumla buluşturmak istiyoruz” diyen STÖ Kaynak Merkezi Sivil Toplum Politikaları Koordinatörü Zafer Çeler’le STOK üzerine söyleştik. Çeler, katılımcı demokrasi için sivil toplum örgütlerinin varlığı vazgeçilmez olduğunu vurgularken, “Sivil toplum örgütlerinin varlığı demokrasinin derinleşip yaygınlaşması için gerekli olan, toplumsal tabanla siyasal karar mekanizmaları arasında bir köprü ve iletken olma vasıflarına doğrudan sahip oldukları anlamına gelmiyor. STÖ’lerin katılımcı demokrasinin araçları haline gelebilmesi ancak faaliyet gösterdikleri alanlardaki sorunları çok iyi tanımaları ve bu sorunların çözümlerinin veya iyileştirilmelerinin sağlanması için yaptıkları savunuculuk faaliyetlerinin bilimsel bilgi ve veriler aracılığıyla desteklenmesiyle mümkün.” diye konuşuyor. Çeler, STOK’un bu tespitle birlikte Türkiye’deki sivil toplum örgütlerini katılımcı bir demokrasinin taşıyıcıları haline getirmek amacıyla tasarlandığını anlatıyor. 

Zafer Çeler’le yaptığımız söyleşi şöyle; 

STGM bir süredir heyecanlı işler oluyor. Bunlardan biri de geçtiğimiz aylarda hayata geçirilen STÖ Kaynak Merkezi Projesi. İlk önce buradan başlamak istiyorum. Öncelikle STÖ Kaynak Merkezi’ni biraz anlatır mısınız?

Sivil toplum örgütlerinin katılımcı demokraside daha aktif rol alabilmeleri için kapasitelerinin geliştirilmesine destek olmak amacıyla kurulan Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM), 2018 Şubat ayı itibariyle Kaynak Merkezi projesini hayata geçirdi. Bu proje Türkiye’de demokrasinin gelişimi için en önemli alanlardan biri olan sivil toplum örgütlerinin daha yetkin kurumlar olarak işlemesini sağlamak amacıyla bu örgütlerin kurumsal, finansal, yönetimsel yapılarının güçlendirilmesi, araştırma, savunuculuk ve izleme kapasitelerinin artırılmasını hedefliyor. Mart ayında aktif olarak çalışmalarına başlayan Kaynak Merkezi ilk etapta kapasite geliştirme eğitimlerini hayata geçirdi. Bunları takiben ise önümüzdeki günlerde STÖ’ler ve kamu kuruluşları arasında diyalog forumları ve yurtdışındaki iyi sivil toplum uygulamalarını gözlemlemek amacıyla eğitim gezileri de düzenleyecek. Kaynak Merkezi, bu faaliyetlerinin yanı sıra, Türkiye’de sivil toplum örgütleri ve akademi arasındaki bağların güçsüzlüğünü göz önüne alarak, bu ilişkileri sağlamak, güçlendirmek ve sürekli kılmak amacıyla STÖ- akademi işbirliğine yönelik bir dizi faaliyeti de hayata geçirecek. Özetle, STÖ Kaynak Merkezi, Türkiye’deki sivil toplum örgütlerinin etkinlik, yetkinlik ve kapasitelerini geliştirme amacıyla akademik alandaki üretimin sivil toplumla buluşmasını sağlamak üzere yola çıktı.

STÖ Kaynak Merkezi geçtiğimiz aylarda eğitimler aracılığıyla örgütlerle buluşmaya başladı. Bu sonbaharda ise bizi yeni bir okulla tanıştıracak. Peki, Sivil Toplum Okulu (STOK) nasıl bir ihtiyacın ürünü olarak ortaya çıktı?

Bildiğiniz gibi demokrasinin, tüm toplumsal kesimlere karşı duyarlı bir karakter kazanabilmesi ve geleneksel temsil kurumlarının sınırlarını aşan daha katılımcı bir özellik kazanabilmesi için sivil toplum örgütlerinin varlığı vazgeçilmezdir. Öte yandan, sivil toplum örgütlerinin varlığı demokrasinin derinleşip yaygınlaşması için gerekli olan, toplumsal tabanla siyasal karar mekanizmaları arasında bir köprü ve iletken olma vasıflarına doğrudan sahip oldukları anlamına gelmiyor. STÖ’lerin katılımcı demokrasinin araçları haline gelebilmesi ancak faaliyet gösterdikleri alanlardaki sorunları çok iyi tanımaları ve bu sorunların çözümlerinin veya iyileştirilmelerinin sağlanması için yaptıkları savunuculuk faaliyetlerinin bilimsel bilgi ve veriler aracılığıyla desteklenmesiyle mümkün. Bu bağlamda, STOK Türkiye’deki sivil toplum örgütlerini temsili demokrasinin verili mekanizmalarını aşan ve katılımcı bir demokrasinin taşıyıcıları haline getirilmesine katkı sunmak amacıyla tasarlandı.
Sizin de belirttiğiniz gibi STOK örgütlerin savunuculuk kapasitelerini geliştirmek ve politika yapım süreçlerine etkin katılımlarını sağlamak amacıyla kurgulandı. Peki, biraz da derslerden bahseder misiniz? Müfredatı hazırlarken hangi motivasyonla hareket ettiniz?

Faaliyetleri doğrultusunda değişimler yaratmak için yerel ve ulusal düzeydeki karar alıcıları etkilemek sivil toplum örgütlerinin temel amaçlarından biri. Bu amacı gerçekleştirmek için ise öncelikli olarak alanı iyi tanımak, alana dair gerçek ve doğru bilgiyi üretebilmek ve bu bilgiyle desteklenmiş bir savunuculuk faaliyeti yürütebilmek gerekiyor. Bu doğrultuda, sivil toplum örgütlerinin faaliyet alanlarında araştırma yapabilme, doğru bilgiyi üretebilme ve etkili bir savunuculuk faaliyeti yürütebilme kapasitelerini geliştirmelerini desteklemek için kurduğumuz STOK sivil toplum örgütleri için eylem araştırması, kanıt temelli savunuculuk, politika izleme ve değerlendirme, katılımcı yöntemler, değişim teorisi, toplumsal etki değerlendirme, ve savunuculuk-lobicilik gibi başlıklardan oluşan bir müfredata sahip.

STOK için kimlerle çalışacaksınız? Planlarınızdan da biraz bahseder misiniz?

STOK’ta verilecek olan eğitimler hem sivil toplum alanından gelen ve sivil toplumun ihtiyaçlarını ve sorunlarını yakından tanıyan eğitimciler hem de akademiden gelen ve sivil toplum üzerine kuram ve bilgi üreten akademisyenler tarafından verilecek.

Eğitimler için başvuru süreciniz nasıl işliyor ve nasıl bir takvim süreciniz var?

STOK eğitimleri STÖ Kaynak Merkezi’nin üç yıllık faaliyeti süresince uygulanacak. Bu üç yıl boyunca her yıl bir açık çağrı olacak ve sivil toplum örgütleri bu eğitimlere katılmaya davet edilecek. Bu açık çağrıya yapılan başvurular arasından ise başvuru kriterlerine en uygun 20 sivil toplum sivil toplum örgütü o yılın yetkinlik eğitimlerinin katılımcıları olarak davet edilecek. Bu 20 sivil toplum örgütü o yılın eğitim programının katılımcıları olarak yıl boyunca gerçekleştirilecek olan ve her biri 3 gün sürecek olan ve farklı bir eğitim başlığından oluşan 7 eğitim toplantısına katılacak.

Sivil Toplum alanında pek çok örgüt çeşitli başlıklarda eğitimler düzenliyor. Peki, STOK’un bu eğitimlerden farkı ne? Bir örgüt neden bu eğitime başvurmalı?STOK özellikle sivil toplum örgütlerini faaliyet gösterdikleri alana dair bilgi üretmelerini sağlayacak bir yetkinlikle donatmayı, bu alanlar hakkında bilimsel bilgi ve veri edinmeleri için gerekli araştırma yöntem ve araçlarını kullanmayı öğrenmelerini amaçlıyor. Eğitimlerde aktaracağımız bu yöntem ve araçları kullanarak sahaya dair edindikleri bilgi ve veriler aracılığıyla daha yetkin ve etkili bir şekilde nasıl savunuculuk, raporlama ve izleme yapabileceklerine dair eğitimler de STOK’un bir parçasını oluşturuyor. Bu açıdan, STOK Türkiye’nin politik, ekonomik ve sosyal gerçekliklerini göz önünde bulundurarak dünyada sivil toplum alanında üretilmiş akademik bilgiyi ve alana dair veriyi ülkemizdeki sivil toplum örgütlerine ulaştırmayı amaçlıyor.

Son olarak bu eğitime kimler başvurabilir? Başvuru tarihi ne zaman bitiyor? 

İlk olarak uzun dönemli olarak planlanan STOK’a katılmak isteyen örgütlerin öncelikle bütün eğitimlere uyan yedi oturuma da eksiksiz katılımlarını bekliyoruz. Hatta taahhüt ediyor olmasını istiyoruz. STOK eğitimlerine başvuracak örgütlerin; hak temelli bir yaklaşımla en az 3 yıldır çalışma yürütüyor olması, savunuculuk faaliyetleri gerçekleştirmiş olması, ulusal ya da uluslararası örgütlerle veya kamu kurumlarıyla işbirliği yapmış olması, çalışma alanında büyük ya da küçük ölçekli bir araştırma faaliyetini gerçekleştirmiş ya da bu tür faaliyete katkı sunmuş olması gerekiyor. Bununla birlikte örgüt adına eğitime katılımcı olarak başvuracak kişilerin ise; örgütün herhangi bir organında görev alıyor veya profesyonel çalışanı olmasını, eğitimlerde kazanılan bilgiyi örgüte aktarabilecek niteliğe sahip olması, sivil toplum örgütleriyle çalışma tecrübesine sahip olmasını, sivil toplumla ilgili eğitimlere katılmış olmasını bekliyoruz. STOK başvuruları 21 Eylül Cuma günü saat 18.00’e kadar açık olacak. Başvurmak isteyen örgütler bu süreye kadar başvuru formunu doldurabilirler.

5 Ekim’de ise başvuru sonuçlarını açıklanacak. 

Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı’nın 16. Sezon Başvuruları Başladı!
Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı’nın 16. Sezon Başvuruları Başladı!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Haberler