Her taraflar konferansında olduğu gibi 26. İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda da CAN International ‘Günün Fosilleri’ ödüllerini dağıttı.
Günün Fosili, COP’ta bulunan sivil toplum temsilcilerinin oylarıyla seçiliyor ve CAN International tarafından iklim değişikliğine karşı “en azı başarmak için en fazlasını yapan” ülkelere veriliyor.
COP26’da iki hafta boyunca verilen günün fosili ödüllerini CAN Europe derledi.
Günün fosilleri ödül törenlerini buradan izleyebilirsiniz.
1 Kasım Günün Fosillerinde 3 ‘kazanan’ var: İngiltere, UNFCCC Sekreteryası ve Avustralya
İlk günün fosili ödülü ‘olağanüstü’ organizasyonları sebebiyle İngiltere ve UNFCCC Sekreteryası’nın oldu. Pandemi ve organizasyon eksikliği sebebiyle CAN, COP’un ertelenmesini çağrısı yapmış ama İngiltere ‘gelmiş geçmiş en katılımcı’ COP organizasyonunu yapacağını söyleyerek ertelemeyi değerlendirmemişti. Ancak en katılımcı COP, İngiltere’ye seyahat eden insanların etkinliklere alınmaması, ve ‘online’ izlemelerinin tavsiye edilmesiyle devam ediyor.
İkinci günün fosili ödülünün sahibi Avustralya. Çok düşük hedefleri sayesinde ödüle layık görülen Avustralya, süper düşük iklim hedeflerinin yanında geçtiğimiz aylarda 3 yeni kömür projesini de onayladı.
2 Kasım’da Günün Fosilleri sırası, COP’taki giriş kuyrukları kadar uzun!
Fosiller: Norveç, Japonya ve yine Avustralya
Günün ilk fosil ödülü Norveç’e gidiyor. Norveç bir iklim hedefleri şampiyonu gibi davransa da yeni Başbakan’ı Jonas Gahr Støre tam bir fosil sever. Bir kaç haftadır görevde olan Lider, ‘Norveç için fosil gazı bir problem değil, yenilenebilir enerjiye geçişte çözümün parçası.” dedi. COP öncesi yeni Norveç Hükümeti IPCC’ye Karbon Yakalama ve Depolama (CSS) tekniklerini çözüm olarak göstermelerini sağlamak için lobi yaparken yakalanmıştı. Bunlar da yetmezmiş gibi Norveç, kendi iklim hedeflerinden hiçbirini tutturamadı.
Günün ikinci fosili Japonya. Japon Başbakanı Fumio Kishida, COP’ta dinleyicilere sadece Japonya’da değil tüm Asya’da fosil yakıtları desteklediklerini, çünkü fosil yakıt santrallerinin yenilenebilir enerjiyi entegre etmek için gerekli olduğunu söyledi!
Avustralya bir kez daha Günün Fosili. Üçüncülük ödülünü getiren ise Avustralyalı gaz devi Santos ile ortak oturum düzenleyen Avustralya Enerji Bakanı Angus Taylor’un, gaz kaynaklı emisyonları karbon yakalama ve depolama sayesinde nasıl gömeceklerini anlatması oldu.
3 Kasım günün fosilleri ödülleri ABD, Fransa ve Uluslararası Emisyon Ticaret Derneği’ne gidiyor
İlk günün fosili ödülünün sabihi Amerika Birleşik Devletleri. ABD Başkanı Joe Biden, Liderler Zirvesi’nde İngiltere ve diğer ülkelerin de desteği ile ‘AIM for Climate’ (İklim İçin Hedef, AIM4C) inisiyatifini duyurdu. Sürdürülebilir gıda güvenliği hediyesi olarak tanıtılan bu çerçevenin esas amacını anlamamızın uzun süreceğini sanmamıştır umarız. AIM4C, çiftçileri üretimin dışına itip, tarım devleri oluşturmayı ve bizi GDO’lu tohumlarla yüksek enerji tüketen, endüstriyel bir gıda sistemine mahkum etmeyi planlıyor.
Başkan Macron’a göre Fransa iklim liderleri arasında, hatta kömürden ve gazdan çıkış planlarını da resmi olarak açıkladılar. Ancak öğrendiğimize göre fosil gaz ve nükleerin AB sınıflandırmasında yenilenebilir sayılması için uğraşıyorlarmış!
Günün üçüncü fosili Uluslararası Emisyon Ticaret Derneği (International Emissions Trading Association, IETA). IETA utanmazca COP’ta Chevron, Shell ve BP gibi şirketleri temsil ettiklerini Tweetledi. Büyük fosilcilerin ucuz offsetlemelerle yeşile boyama peşinde olduğunun farkındayız!
4 Kasım fosilli Polonya
Polona Hükümeti’nin kömürden çıkış açıklamasıyla tam da doğruyu söylemediği anlaşıldı. 3 Kasım’da Polonya pek çok diğer hükümet ile birlikte kömürden çıkış sözü verdi. Anlaşma büyük ekonomilerin kömürü 2030 yılında, daha yoksulların 2040 yılında terk edeceğini söylüyordu. Ekonomilerin sınıflandırılması ise ülkelerin kendi beyanlarına güvene dayanıyor. Ancak Polonya Hükümeti dünyanın en büyük 23. ekonomisi olmalarına ve G20’ye katılma çalışmalarına rağmen kendilerini yoksul olarak tanımladı. Açıklamalarına göre Polonya büyük bir ekonomi değilmiş ve kömürü 2030’da değil, 2040’da da değil ancak 2049’da terk edebilirmiş. Şimdilik hikayenin sonu böyle olsa da Polonya’nın iklim krizinden en çok etkilenenlerin sesini duyarak açıklamasını değiştireceğini umuyoruz.
Haftanın fosilleri Brezilya ve Avustralya
Haftanın ilk fosili yerel halklara karşı korkunç ve kabul edilemez tavrı sebebiyle Brezilya’ya oldu. Pazartesi günü yerel aktivist Txai Suruí dünya liderlerine seslenerek iklim değişikliğinin kabilesi üzerindeki etkilerini anlattığı güçlü konuşması ile dikkat çekmişti. Ancak ne yazık ki genç aktivist doğrudan Başbakan Jair Bolsanaro tarafından hedef gösterildi, trollerin hedefi haline getirildi. Daha da kötüsü iddiaya göre Brezilya Çevre Bakanlığı’nın bir çalışanı Suruí’nin yüzüne karşı “Berzilya’yı ezmemelisin” diyerek aktivisti tehdit etti. Başka bir gün de Brezilyalı bir devlet görevlisi yerel halklardan kadınları tehdit ettiği gerekçesiyle konferans güvenliği tarafından konferans alanı dışına çıkarıldı. Bütün bunlar Brezilya’nın yerli halklara nasıl davrandığının küçük bir göstergesi.
Haftanın ikinci fosili ise Avustralya. Fosil ödüllerinde hat trick yapan ilk ülke Avustralya oldu. Ve bu hak edilmiş kazanımlarının çoğunu enerji gününde elde ettiler. 190 ülke kömürden çıkışı taahhüt eder, 100 tanesi küresel metan taahhüdünü imzalamak için kalemlerini açar, 20 ülke de uluslararası fosil projelerine finansman sağlamayı kesmeye karar verirken ters yönde giden yoldaşlarımız ne mi yapıyordu? Maalesef dünyanın bir numaralı gaz, iki numaralı kömür ihracatçısı Avustralya, dev bir petrol ihracatçısı olarak üçlemeyi tamamlama peşindeydi. Bu çalışkan arılar açık deniz petrol araması için on yeni alan üzerine müzakere etme ve bunun ekonomik getirilerinin Avustralya ve Yeni Zelanda halkı için faydalarını övme peşindeydiler. Ölü bir gezegende ekonomi de olmayacağını bir türlü anlamadılar!
Günün Gün Işıkları! 💚
2 ve 3 Kasım’da neyse ki Günün Gün Işıkları (Ray of the day) da vardı
Günün ışıkları: İskoçya ve Hindistan
İlk günün ışığı ödülü Kayıp ve Hasar için 1 milyon Euro’luk destek açıklaması için İskoçya’ya gidiyor. Verilen fon çok büyük olmasa da İskoçya’nın İklim Adaleti Fonu’ndan ayırdığı ve “toplulukların maruz kaldıkları sel ve orman yangınları gibi iklimle ilgili olaylardan kaynaklanan hasarı onarmak ve yeniden inşa etmek” için kullanılacak fonun daha büyük ekonomilere yol göstermesi bekleniyor.
İkinci günün ışığı ise Hindistan. Pazartesi günü yaptığı 2070 emisyon hedefleri açıklaması ile Hindistan kendini yeni bir iklim şampiyonu olarak gösterdi. Daha büyük ‘şok’ ise Modi’nin açıkladığı 2030’da %50 yenilenebilir hedefi, 2030’da bir milyar ton karbondioksit emisyonu azaltımı ve %45 karbon yoğunluğu azaltımı açıklamaları oldu. Modi’nin Liderler Zirvesi’nde yaptığı bu açıklamalar pozitif bir eğilim yaratırken gelişmiş ülkelerden de hedeflerini artırmalarını talep ediyor.
Gelelim İkinci Haftanın Fosillerine
8 Kasım günün fosilleri ödülünü İngiltere ve Suudi Arabistan paylaşıyor, ikinci sırada Mesika, üçündü sırada ise Çek Cumhuriyeti var: Kayıp ve Hasar ile insan hakları metinlerden atabileceğiniz dipnotlar değil!
8 Kasım’da günün fosili birincilik ödülünü İngiltere ve Suudi Arabistan zayıf bir İklim Güçlendirme Eylemi (Action for Climate Empowerment, ACE) çalışma programının kabul edilmesi için içten çabalarıyla paylaşıyorlar. Şimdi, önümüzdeki on yıllarca dayattıkları programla sıkışıp kalacağız.
Öncelikle İngiltere hükümeti gençlik grupları ve sivil toplumun tüm emeklerine rağmen sonuç bildirgesini doğru dille kurarak tüm tarafları ikna etmek yerine tavizler vererek toplantıyı cuma akşamı kapatmaya çalıştı. Suudi Arabistan manipülasyon girişimleri ile sonuç bildirgesinden ‘insan’ ve hakları’ kelimelerini çıkarmaya çalıştı!
Artık nasıl olduysa(!) bir anda ‘insan hakları temelli yaklaşım’ tanımı yönlendirme prensiplerinden kayboldu!
Günün ikincilik ödülü Meksika’nın oldu. Meksika ödülünü almak için çok çalıştı. Dünyanın en büyük 13. karbon emisyon kaynağı olan Meksika, enerji dönüşümüne pek de çalışmıyor. Hükümetleri fosil yakıt endüstrisine daha da fazla yatırım yapmayı planlıyor, petrol rafinerileri inşa edip karbon emisyon azaltımına dair politikaları erteliyorlar. Ve bunları sadece 2020’de 101.000 insanın olağanüstü hava olaları sebebiyle yerinden edildiği ülke yapıyor!
Günün üçüncü fosili Çek Cumhuriyeti. Başbakan Andrej Babiš COP26 Liderler Zirvesin’de Avrupa Yeşil Mutabakatı için “bir anlaşma değil bir ideoloji” dediğinde meğer Glasgow’daki etkinliği iklim inkarcılarının buluşması sanıyormuş.
Şimdi neden böyle düşündüğünü anlıyoruz, ülkesi AB’deki kişi başı emisyonları en yüksek üçüncü ülke, ve emisyon oranları azalacağına artıyor. Üstelik azaltım çalışması yapmamalarının yanı sıra yeşil iklim fonuna da bir koruna bile faydaları olmadı. Babiš ayrıca iklim sorumluluğunu AB dışına atmaya çalışmakla biliniyor, Senato’daki minyonları da Fit for 55 paketinin maddelerini reddetmeye çalışmışlardı. Çek Hükümeti yurt içi ve yurt dışındaki iklim inkarcılığı çabalarıyla ödülü haketti.
9 Kasım’ın kazananları ABD, Avustralya ve Sırbistan: Boş konuşma, fosil bağımlılığı ve bişeyler bişeyler
Günün ilk fosil ödülünü ABD fosil yakıt üretimini durdurmak için atması gereken basit adımlara atmayarak alıyor. Başkan Biden net sıfıra yarışıda sprintlerden, maratonlardan, bitiş çizgileirnden bahsediyordu, bu sportif dil kendisini yormuş olacak ki ABD yeni petrol ve fosil gaz projeleri açıklarken ‘kara elmas’ın diline geri döndü.
Biden’ın yönetimi karbon yakalama masallarıyla fosil lobisini gücendirmezken üzerine bir de ABD kömürden çıkış tarihi veren küresel anlaşmaya katılmaya yanaşmadı.
Avustralya taşımacılık günündeki şeytani stratejisi ile ikinciliği elde etti. İkinci haftada da Avustralya’dan bi fosil haberi almazsak olmazdı. Taşımacılık gününde Başbakan Scott Morrison yine kendisini aştı ve elektrikli araçlar için bir ‘eylemsizlik planı’ ile ortaya çıktı. #PazarlamacıScotty planı yeni bir vergi, elektrikli araç tercihini artıracak destek, sübvansiyon içermiyor. İddia ediyoruz, bu gidişle taşımacılık elektrik sektörünü geçerek en büyük emisyon kaynağı olacak.
Üçüncü sırada büyük kirleticilere lütufları ile Sırbistan var. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic şairane bir tavırla (en azından kendisi öyle sanıyor) “Dünyanın dinleyenler için müziği vardır.” dedi. Veri doğrulayıcılarımız bu dizelerin Avon’lu ozan Shakespeare’e ait olmadığını düşünüyorlar, ama emin oldukları bir şey var ki “Sırbistan’ın kirletenler için yasaları vardır.” Sırp Hükümeti, Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol yasasında büyük kirleticileri koruyan değişiklikler yaptı. Bu düzenlemeler kömürlü termik santrallere gerekli düzenlemeleri yapmadan üç yıl daha çalışma hakkı veriyor (tanıdık geldi mi?). ECO, Vucic’e Shakespeare’in dizeleri ile yanıt veriyor, fakat elbette bu çeviriyi yapamadık 🙂
10 Kasım günün fosilleri Avustralya ve Brezilya: Dünyaya daha fazla fosil getiren ülkelerle tanışın
Avustralya COP26 boyunca 4 adet fosil ödülünü eve götürürken, sonunda birincilik ödülünü de aldı. Bu yoğun çalışmalarının karşışığını aldığı için Avustralya’yı kutluyoruz. Avustralya’nın emisyon azaltım veya fosil yakıtlardan çıkış planı yok, yüksek hedefli bir katkı beyanı yok, son aylarda üç yeni kömür projesi onayladı, Küresel Metan Taahüdü’nü imzalamayı reddetti, elektrikli araçlar için eylemsizlik planı açıkladı, gaz devi Santos’u COP’ta kırmızı halılarla karşıladı, açık deniz petrol araması için istişare daveti yaptı, 2030 hedeflerini güncellemedi. Şimdi evine dönen Başbakan yeni bir dahiyane #PazarlamacıScotty planıyla karşımızda. Morrison, karbon yakalama ve depolama teknolojilerine 740 milyon dolarlık destek açıkladı. Şu anda aklımız Glasgow’daki taslak çıktı metninde ama Scott John Morrison, sen fosil bayrağını gittikçe aşağı çekerek gözleri üstünde tutmayı başarıyorsun.
Brezilya koca bir ülkeyi zamanda geri götürerek ikincilik ödülünü alıyor. Brezilyalı bir sivil toplum kuruluşu tarafından bu hafta yayınlanan bir rapor, Brezilya’nın fosil yakıt şirketlerine doğrudan ve dolaylı desteğini 2019-2020’de %25 (astronomik bir 22 milyar dolar) artırdığını gösterdi. Üstelik bu ülkenin eğitim bütçesi 2014 – 2018 arasında %56 (2,3 milyar dolardan 1 milyar dolar civarına) düşerken oldu. Böyle kararların nasıl alındığını anlamakta zorlansak da Brezilya Çevre Bakanı Joaquim Leite’nin COP26’daki yorumlarını duydukca böyle büyük bir eşitsizliğe nasıl bir düşünce yapısının neden olabileceğini biraz algılayabilyoruz: “Ormanın çok olduğu yerde yoksulluğun da çok olacağını kabul etmeliyiz.” demişti.
11 Kasım günün fosilleri İngiltere ve Yeni Zelanda: COP26 Kayıp ve Hasar çıktılarına göre değerlendirlecek
İlk günün fosili ödülü Kayıp ve Hasar konusunda kafasını kuma gömen İngiltere’ye gidiyor. Hani sınava çalışmayı son güne bıraktığınız zamanlar vardır ya, Boris ve kankalarından tam da böyle bir yaklaşım gördük. Üstelik de ev sahipliği yapacakları toplantı bir sene ertlenmişken. Kayıp ve Hasar konusunda biraz ön çalışma gerekiyordu, yoksa İngiltere’ye haber verilmedi mi? Kırılgan ülkeler ve sivil toplumun Kayıp ve Hasar konusunu öncelik yapma çağrısına o kadar sağır kaldılar ki konu ajandada en aşağılarda kaldı, başkanlık hedefleri arasına bile giremedi.
Yeni Zelanda sonunda hakkıyla fosil listesindeki yerini aldı. Ülkelerden haklı beklenti Ulusal Katkı Beyanlarını ve 22030 hedeflerini Paris Anlaşması ile uyumlu şekilde güncellemeleriydi. Ancak belli ki odada Yeni Zelanda İklim Bakanı James Shaw oldukça bunu yapamıyoruz. Şeffaflık müzakerelerine başkanlık yapan ve üstelik Yeni Zelanda Yeşiller Partisi’nin eş başkanlarından olan Shaw, açıkça ülkelerden Ulusal Katkı Beyanlarını güncellemeleri isteniyor diye güncellemek “zorunda mıyım?” dediğinde Cüneyt Özdemir gibi sandalyemizden düşüyorduk. Bu da “hepinizden daha yeşiliz” havası atan ülkenin şok eden tavrı oldu.
12 Kasım Devasa Fosil Ödülleri
COP biterken sivil toplum Konferansın en devasa fosillerini seçiyor, COP26’nın en büyük fosili: Avustralya
Avustralya COP26 boyunca ve öncesinde iklim değişikliği politkası ve hedefleri konusunda ışıldayan yaklaşımı ile en büyük fosil ödülünü hak etti. Düzenli günün fosili okucularına Avustralya’nın büyük ödülü alması süpriz olmayacaktır, ilk gün yakaladıkları başarıdan sonra iki hafta boyunca 5 kez podyuma çıkan Avustralya devasa fosil ödülünü de eve götürüyor. Nefes kesen iklim beceriksizlikleri daha COP’a gelmeden 2030 hedefi veya yol haritası olmayan bir 2050 hedefi açıklamalarıyla başladı. Bunu olackların işareti olarak görmeliydik ama güzel şeyler için (Avustralya Pavyon’undaki kahve makinası hariç) umudumuzu kaybetmemiştik. Ancak bunun yerine her köşede Scott Morrison ve sevimli fosiller ekibi iyi bir anlaşmayı imzalamamak ya da petrol, gaz ve kömür toplantısına daha çok yakışacak bir açıklama yapmak için bekliyorlardı.
İklim liderliği mi boş laflar mı? İkinci devasa fosil ödülü ABD’nin. Biden’ın Nisan’daki iklim zirvesi Trump çağından sonra, özellikle ABD’nin tarihsel sorumluluğu düşünülünce yeni bir başlangıcın şafağı gibi görünüyordu. Havaya girme müziğimizi açtık, mumları yaktık ve Glasgow’a gelip gerçek bir aksiyonla bizi baştan çıkarmalarını bekledik. Ancak sonra iklim müzakerelerine değişik bir yaklaşımı keşfettik: birşey söyleyip başka bir şey yapmak. Ortada pek çok laf vardı ama icraate gelince elimizde kalan Biden, 12 kabine üyesi ve müzakereciler birliğinin ortalıkta zavallıca salınması oldu. Yurtdışında fosil yakıtların finansmanına son verildiğine dair bir duyuru vardı ancak ABD içinde kömürden çıkış veya petrol ve gaz projelerini durdurmaya dair ses çıkmadı. Dünyanın en büyük petrol ve gaz üreticilerinden biri olarak, yüksek enerji yoksulluğu olan ve gelişmekte olan ülkelere kömürü terk etme çağrısı yaptılar ama kendileri petrol ve gazı terk etmekte gayet isteksizlerdi. Sonuç bildirgesini sürekli azaltıma getirerek tarihsel sorumlulukları gereği Kayıp ve Hasar konusunda üzerlerine düşeni yapmaktan da kaçındılar. Tüm bu çabaları ile devasa fosil ödülünü hak ettiler.
İngiltere yarattığı COP26 karmaşası ile üçüncü devasa fosil oldu. Alok Sharma o beş sihirli kelimeyi söyeldiğinde, “gelmiş geçmiş en katılımcı COP” dediğinde pek azımız tam tersi olacağını tahmin ettik. Daha birinci günden her şeyi karmaşaya çevirmeyi başadılar. Sivil toplumun basın konferanslarına ve müzakerelere girişinin engellenmesi, engelliler için düzenleme eksikliği, sembolik lojistik ayarlamalar, sonsuz ve dondurucu sıralar, saçma bilet sistemi, ve sadece erkeklerin katılabildiği bir toplantıda eski gazeteci dostlarıyla öğle yemeği yemek için Londra’ya özel jetle uçarak liderlik gösteren bir Başbakan. Ve kötü bir anlaşmadansa anlaşmazlığı tercih ederiz diye haykırmamızı duymadan, medya önünde bir parça kağıt sallayabilmek için yüksek hedeflerin feda edilmesi. Yine de sonuç bildirgesinden taslaktan daha iyi bir çıktı gelmesini bekliyoruz.
Günün Gün Işığı Glasgow’da Kayıp ve Hasar Tesisini masaya koyan G77
G77, birbirine benzemeyen büyüklü küçüklü ülkelerden oluşan bir grup, onları bir arada tutan ise iklim krılganlığı. Pandemi, COP26 öncesi bu ülkelerin koordinasyonlarını zorlaştırdı ama yine de hazırlıklı geldiler ve görevlerini yaptılar. Biz de kendilerini Kayıp ve Hasara dair çözümler bulmalarından dolayı kutluyoruz. Heves kıran süreçlere rağmen müzakereleri ilerletmek, kırılgan ülkerlere teknik ve finansal destek olmak için Glasgow Kayıp ve Hasar Tesisi’ni oluşturdular. Bu harika girişime yardım organizasyonları şimdiden destek önerdi. Şimdi sırada cebi daha büyük olanların, özellikle bu krizde sorumlu olan zengin ülkelerin G77’nin ilham veren yolunu takip etmesi var.