Dijital şiddete en çok gençler maruz kalıyorlar. 15-17 yaş arası her beş gençten biri, 18-32 yaş arası her üç gençten biri dijital şiddete maruz kalıyor. 15-17 yaş arası gençler en çok fiziksel görünümleri ve yaşları nedeniyle, 18-32 yaş arası gençler ise cinsiyeti, siyasi görüşleri ve fiziksel görünümleri nedeniyle dijital şiddete maruz kaldıklarını ifade ediyorlar.
Cinsiyet açısından dijital şiddete maruz bırakılma oranlarında belirgin bir farklılık olmasa da şiddetin türleri açısından farklılıklar söz konusu olduğu görülüyor. Kadınlar cinsiyetlerinden (%52) ve fiziksel görünümlerinden (%21) ötürü, erkekler siyasi görüşlerinden (%30) dolayı daha fazla dijital şiddete uğradıklarını dile getiriyorlar. Kadınların % 51’i dijital ortamlarda yazılı, sesli veya görüntülü taciz mesajları alıyor, % 46’sı ısrarlı takibe uğruyor.
Türkiye’de, diğer ülkelerde yapılan benzer çalışmalarda da olduğu gibi, etnik kimlik temelli dijital şiddetin varlığından da söz edilebilir. Etnik kimliği sebebiyle dijital şiddete maruz kaldığını belirten kişilerin etnik kökenleri incelendiğinde, Türkler dışındaki kimliklerin (Kürt, Zaza, Arap, diğer etnik gruplar) daha fazla şiddetle karşılaştığı görülüyor.
Dijital şiddet, tüm dünyada giderek artan bir tehdit ve birçok şiddet türünü içinde barındıran çok boyutlu bir kavramdır. TBİD-KONDA’nın Türkiye’de Dijital Şiddet Araştırması, Türkiye özelinde toplumsal cinsiyete dayalı dijital şiddet, etnik kimliğe dayalı dijital şiddet, siyasi kimliğe dayalı dijital şiddet ve özellikle genç kuşak için fiziksel görünüme dayalı dijital şiddet gibi farklı dijital şiddet türlerinin yaygın olduğunu gösteriyor.
Rapora ulaşmak için tıklayınız.