SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi’nin ‘Türkiye’de Enerji Sektörünün Dijitalleşmesi Kapsamında İş Modellerinin, Teknolojilerin ve Gerekli Mevzuat Altyapısının Değerlendirilmesi’ raporu açıklandı. Dijital Enerji Forumu 2022’de düzenlenen Enerjide Dijitalleşme ve Yeni İş Modelleri – SHURA özel oturumunda tanıtımı yapılan rapor ile enerji dönüşümünde dijitalleşme ve yeni iş modelleri incelendi. Çalışmaya göre, enerji sisteminin dönüşümü ve temiz enerjiye geçiş, sektörde yaşanan dijital devrime paralel olarak gerçekleşiyor.
Oturumda konuşan SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, Türkiye’nin dünyadaki yeşil mutabakat ve yeşil dönüşüm süreçleri ile bütünleşmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Biz de SHURA olarak enerji dönüşümünün ana ekseni olan konuları, teknoloji, ekonomi, enerji politikaları ve sosyo-ekonomik faydaları dahil olmak üzere tüm yönleriyle inceliyoruz. Bugün açıkladığımız raporla enerji dönüşümü kapsamında yaptığımız çalışmaların hayata geçme sürecinde dijitalleşme ve yeni iş modellerinin önemini ortaya koyduk. Öte yandan Türkiye’deki enerji sektörü için geçerli olabilecek öneriler geliştirdik.”
ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ DİJİTAL TEKNOLOJİYLE HIZLANIR
Raporun yazarlarından SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi Enerji Analisti Ahmet Acar ise şunları söyledi: ”Enerji sektörünün dönüşümüyle ortaya çıkan, merkezi olmayan ve tüketici odaklı bir enerji sistemiyle, enerji kaynaklarının, elektrik tüketiminin, elektrik şebekesinin, verilerin ve enerji piyasalarının eş zamanlı olarak yönetilmesi ihtiyacı doğuyor. Bu da, dağıtık enerji kaynaklarının sisteme entegrasyonu, artan elektrifikasyon yükünün yönetilmesi, sürdürülebilir elektrik şebekesinin güvenilirliği, tüketicilerin artan enerji tüketim seviyelerini yönetilmesi, değişen tüketici ihtiyaçlarının karşılanması ve dijitalleşme potansiyelini ortaya çıkarmak için verileri etkin bir şekilde yönetilmesi gibi ihtiyaçlar yarattı. Dijital teknolojileri kullanan yenilikçi iş modelleri, bu yeni ihtiyaçları ve olası zorlukları yönetmek için çözüm getiriyor.
Raporda, dijital teknolojileri kullanan iş modelleri farklı amaçlara ve hedef müşterilere odaklansalar da, ortak amaçlarının dönüşen enerji sektörüne sağlıklı geçişi sağlamak olduğu vurgulanıyor. Yeni iş modellerinin enerji sektörüne entegrasyonunun, son tüketicilere sağlanan yenilikçi enerji çözümlerinin yanı sıra dengeli bir elektrik şebekesinin sağlanmasına hizmet edeceği belirtiliyor.
SEKTÖRDE KULLANILABİLECEK ANA DİJİTAL TEKNOLOJİLER
Enerji sektörünün dijital dönüşümünde nesnelerin interneti, yapay zeka, makine öğrenimi, büyük veri ve blok zincir başta olmak üzere robotik süreç otomasyonu, artırılmış gerçeklik gibi dijital teknolojiler sektörde yaygın kullanımlarıyla öne çıkıyor.
Raporda Türkiye’nin mevcut durumu ile ilgili şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’de özellikle 2016 yılından bu yana yüksek etki potansiyeline sahip dijital teknolojilerin benimsenmesi hızlanmış olsa da, bu teknolojilerin olgunluk seviyesi henüz istenilen seviyelerde değil. Alınacak mesafe, teknoloji önceliklendirme çalışmaları ile dijitalleşme teknolojilerinin kullanımının teşvik edilmesine ve Türkiye’de enerji ile ilgili veri analitiği projelerinin desteklenmesine bağlı.”
ENERJİDE YENİLİKÇİ YEDİ İŞ MODELİ
Daha bütünleşik, dijitalleştirilmiş, merkezi olmayan ve tüketici odaklı bir enerji sistemi, enerji kaynaklarının, elektrik tüketiminin, elektrik şebekesinin, verilerin ve enerji piyasalarının eş zamanlı olarak yönetilmesini gerektiriyor.
Bu amaçla, enerji sektöründeki ihtiyaçlar, altı ana başlık altında toplanıyor: Dağıtık enerji kaynaklarının yönetimi, elektrifikasyonun yönetilme ihtiyacı, şebeke altyapısı üzerindeki etkiler, artan enerji tüketimi, değişen tüketici beklentileri ve daha iyi veri yönetimi ihtiyacı. Olası ihtiyaçların giderilmesi için önerilen yenilikçi iş modelleri ise yapılanma, ürün ve deneyim açısından gereksinimlere bağlı olarak yedi kategoriye ayrılıyor:
- Arz toplayıcılar/ sanal enerji santralleri; farklı enerji kaynaklarını birleştiriyor ve merkezi bilgi teknolojileri sistemi kullanarak dağıtık enerji kaynakları operasyonlarını kontrol ederken, üretimlerini optimize ediyor.
- Talep toplayıcılar; artan enerji tüketimi ile puant saatlerde oluşan talebin zamana yayılmasıyla, şebeke işletmecilerine talep tarafı yönetim hizmetleri sağlıyor.
- Eş taraflar arası ticaret; blok zincir tabanlı bir platform mimarisi aracılığıyla, dağıtık enerji kaynaklarının faydalarını paylaşmak için tüketiciler ve üreticiler arasındaki doğrudan etkileşime dayanıyor.
- Hizmet olarak enerji sağlayıcıları (EaaS) modeli; müşterilere enerjiyle ilgili kapsamlı hizmetler sunuyor.
- Enerji hizmeti şirketi (ESCO); enerji verimliliği projelerinin uygulanmasını veya anahtar teslimi dağıtık enerji kaynakları kurulmasını içerebilecek enerji hizmetleri sunuyor.
- Kullandıkça öde (PAYG) modeli; genellikle, müşterilerin mobil ödeme teknolojileri ve cep telefonu kredileriyle ödediği, kiralanan veya satılan konut güneş enerjisi sistemini içeriyor.
- Ortak topluluk mülkiyeti (C-O) modeli; haneler, bireyler ve işletmeler dahil olmak üzere tüm piyasa aktörlerinin dağıtık enerji kaynakları, batarya sistemleri, bölgesel soğutma ve ısıtma sistemleri gibi enerjiyle ilgili tesislerin birleşmesini sağlıyor.
Rapor ayrıca, yeni iş modellerinin Türkiye piyasasında sorunsuz bir şekilde uygulanabilmesi için, modellerin enerji sektörü üzerindeki potansiyel etkileri (son tüketiciler, hizmet sağlayıcılar, finansal etkiler) ve fizibiliteleri kapsamında önceliklendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Bununla beraber enerji sektörünün, sektörleri dönüştürme kabiliyetine sahip dijitalleşme dalgasıyla geç karşılaşan sektörler arasında olduğu belirtilerek, bunun barındırdığı büyük bir potansiyel olduğu vurgulanıyor.
Enerji sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin çoğunda dijital stratejiler geliştirilip uygulanmaya başlanmış olsa dahi işletmelerde operasyonel faaliyetlerden, veri kullanımına kadar birçok alanda hala dijitalleşmenin önü açık.
Rapora ulaşmak için tıklayın.