Eşit koşul ve imkanlarda yaşamıyor, çalışmıyoruz. Ancak, Sosyal Fabrika olarak koşulları daha yaşanabilir kılma ihtimalinden güç buluyoruz. Yaşam koşullarının herkes adına iyileştirilmesi için öncelikle dünyaya bakış açımızın iyileşmesinin gerekli olduğunu biliyoruz. Bu bilinçle yola çıkarak var edilen Sokaktaki Sessizler projesi, önyargıları bir kenara bırakarak sözcüklerin sınırlarını kaldırmanın ve sözcüklerin anlamlarını yeniden değerlendirmenin gerekliliğini gözetiyor.
Sokak kavramının, pejoratif bir anlamda kullanılarak eşitsizlikleri derinleştirdiğini ve önüne sokak kavramı getirilerek kullanılan kelimelerin önyargılara neden olan bakış açısını ortaya çıkardığını gözlemliyoruz. Bu nedenle, COVID-19 süresince çalışma alanı sokak olan bireylerin karşılaştığı zorluklara Sokaktaki Sessizler belgeselinde yer veriyoruz.
Çiçekçiler, kağıt toplayıcılar, müzisyenler, simitçiler, ayakkabı boyacıları, yem satıcılar, pazarcılar, seyyar satıcılar… Ekonomik geçim yeri olarak sokaklarda çalışan bireylerin ihtiyaçlarının görmezden gelinmemesi ve sokakların ekonomik kazanç sağlanan bir mekan olması yönünde de değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıyoruz.
Sokaklar binlerce insana geçit olurlar, gün içerisinde pek çok sokaktan geçer ve onlarca insanla iletişim kurarız. Peki, gün içinde iletişim kurduğunuz insanların yaşam biçimlerinin farklılığını gözlemliyor muyuz? İletişim içinde olduğumuz insanlar, -tıpkı Sokaktaki Sessizler belgeselimizde yer alarak umutları kadar sıkıntılarını da dile getiren emekçiler gibi- işlerini yürütebilmek için sokaktaki kalabalıktan ve sokağın barındırdığı farklılıklardan yararlanması gereken meslek gruplarından olabilir.
Sessizlik, içinde farklı yaşam mücadelelerini barındırır. Mücadele etmek, bazen hayatın önümüze çıkardığı zorluklara karşı sessiz bir direnişi gerektirir ve bir ifade biçimidir. Bu nedenle sessizlik, yaşam mücadelesinin olmadığı anlamına gelmez. Mücadele de tıpkı yaşam gibi bir ihtiyaçtır.
Sokaktaki Sessizler belgeselinde dinleyeceğiniz her bireyin farklı bir yaşam hikayesi, umutları, sıkıntıları, özlemleri ve hayalleri var. Dinlemek, anlamaya çalışmak bir destek olma biçimidir. Bu nedenle sizleri “yaşamak pahalı bir ihtiyaç” mottosundan yola çıkarak, ayrıştırılan ve ihtiyaçları görmezden gelinen insanların bir geçim mekanı olarak kullandıkları sokaklarda verdikleri mücadeleyi dinlemeye ve kavramları yeniden değerlendirmeye davet ediyoruz.
Belgeseli izlemek için tıklayınız.