Uçan Süpürge Vakfı’nın düzenlediği 28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Kült Kavaklıdere Sineması’nda gerçekleşen törenle sona erdi. Festivalin Her Biri Ayrı Renk başlıklı yarışmalı bölümünün FIPRESCI Ödülü’nü Emine Yıldırım’ın yönettiği Gündüz Apollon, Gece Athena kazandı. Programın tamamı üzerinden yapılan oylamada İzleyici Ödülü’nün sahibi Black Box Diaries oldu.
Almanya’dan Bettina Hirsch, Meksika’dan Adriana Fernandez ve Türkiye’den Senem Erdine’den oluşan FIPRESCI Jürisi Gündüz Apollon, Gece Athena’ya verdiği ödülün gerekçesini “Bireysel acılarımızla toplumsal yaralarımızı, geçmişle bugünü, görünenle görünmeyeni, hayatla ölümü ustaca birbirine bağlayan benzersiz bir film. Anlatıya derinlik katan oyuncu performansları, sıra dışı mizahı, hayatı, dayanışmayı, umudu kutsayan taze yaklaşımıyla iyileştiren, ilham veren, kalıcı bir etki uyandırıyor,” sözleriyle açıkladı.
27 Mayıs Salı akşamı açılış gecesiyle başlayan ve 28 Mayıs – 4 Haziran tarihleri arasında Kült Kavaklıdere Sineması ve Etimesgut Belediyesi 100. Yıl Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde gösterimleri gerçekleştirilen Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali “Benzersiz Kadınlar Benzersiz Hikayeler” temasıyla her zaman olduğu gibi kadın sinemacıların kadrajından kadın hikayelerini anlattı; kadınların emeğini, direncini, ve yaratıcılığını beyazperdeye taşıdı.
Bu yıl SGDD-ASAM: Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çankaya Belediyesi, Etimesgut Belediyesi, Ankara Kent Konseyi, UNWomen (Birleşmiş Milletler Kadın Birimi) ve TBWA’nın desteğiyle gerçekleşti. Programda ülkelerinden filmler gösterilen Institut Français de Turquie, Goethe-Institut, Avusturya Büyükelçiliği, Finlandiya Büyükelçiliği, Hırvatistan Büyükelçiliği, Malta Büyükelçiliği, İsviçre Büyükelçiliği, İsveç Büyükelçiliği, İrlanda Büyükelçiliği, İtalya Büyükelçiliği ve Meksika Büyükelçiliği, 28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin destekçileri arasında yer aldı.
Festivalin kapanış töreni 3 Haziran akşamı Kült Kavaklıdere Sineması Kült Salon’da gerçekleşen kapanış gecesi yoğun ilgiyle karşılandı. Kadın emeğini ve dayanışmasını görünür kılan yapısıyla hem kültürel hem de toplumsal hafızada yer edinecek güçlü bir başlangıca sahne olan gece, festival tanıtım filmi akademisyen Prof. Dr. Melek Göregenli’nin yazdığı festival metninin ünlü oyuncu Tilbe Saran tarafından seslendirildiği klibin gösterimiyle başladı. Festival, film gösterimleri ile birlikte, birçok panel, söyleşi ve atölyeye de ev sahipliği yaptı. Benzersiz hikayelerimiz birbiriyle buluştuğu haftanın fotoğraf ve videolara yansımaları üzerinden hazırlanan “Festival nasıl geçti?” videosu gösterildi.
Festivalin ana sponsoru SGDD-ASAM Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Vurgun Kavlak’ın konuşmasının ardından festival destekçileri arasında yer alan İrlanda Büyükelçiliği, Malta Cumhuriyeti Büyükelçiliği ve Finlandiya Büyükelçiliği temsilcilerine teşekkür plaketleri takdim edildi. Festival boyunca festivale iletişim desteği sunan 20’lik, Altyazı, ANKA Haber Ajansı, Bağımsız Sinema, Beyazperde, Bianet, BirGün, Cinedergi, Ekranom, Gazete Muhalif, Gazete Pencere, Gazete Oksijen, Habertürk, Kafa Radyo, KRT, Lavarla, Medyascope, Radyo ODTÜ, sadibey.com ve TELE1’in arasında yer aldığı basın sponsorlarına teşekkür plaketi verildi. Festival süresince etkinliklerin görünürlüğünü artıran, kadın odaklı haberciliğe alan açan ve kamuoyunun festivale olan ilgisini büyüten basın sponsorları, gecede alkışlarla sahneye davet edildi.
Uçan Süpürge Vakfı, bu işbirliklerinin yalnızca bir sponsorluk değil, aynı zamanda kadınların hikâyelerini görünür kılma mücadelesine ortaklık anlamı taşıdığını vurguladı. Festival destekçileri arasında yer alan Wagon, Sentinus Holding, Kıvılcım Instruments, AST Grup, AFUS Özel Güvenlik ve Çayyolu Sanat Merkezi kurumlarına teşekkür plaketleri takdim edildi. Gecenin devamında, FIPRESCI (Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu) Ödülü, “Gündüz Apollon, Gece Athena” filminin seçilmesi üzerine filmin yönetmeni Emine Yıldırım’ın annesi Şahika Yıldırım’a takdim edildi.
Ödüllerin ardından, Uçan Süpürge Vakfı Başkanı Halime Güner konuşma gerçekleştirdi. Güner konuşmasında, “İçimizde kelebekler uçuşuyor. Keşke şöyle bir gücüm olsa, şu anda bu kelebekleri hepinize tek tek dağıtsam. İzlerken onu hissettim. Çünkü bu festival olur mu, olmaz mı duygusunu yaşadığımız için böyle bir mücadele, istediğiniz kadar 28’inci yaşa gelin, hele de bu alanın, bir direnişin platformu, örgütlenme aracı olarak da gördüğünüz feminist sinemanın ayakta kalması ve güçlenmesi, daha da çok çoğalmasını istediğinizde etrafınızda korkunun iklimi, zaten adaletsizliğin iklimini çoktandır yaşıyoruz, bir de buna dünyada Trump, Türkiye’de söylemeye gerek yok, son zamanlarda yaşadıklarımız da bütün STK‘lar kolu daraltırken, küçültülürken bu yıl Avrupa Birliği ‘destek olamıyoruz’ dedi, elçilikler ‘çok az bütçemiz var’ dedi, Kültür Bakanlığı kendi festivalini yapmaya başladı, ayrıca elçilikler de Ankara’da kendi festivalini yapmaya başladı, Avrupa Birliği delegasyonu kendi festivalini yapmaya başladı, oysa biz bu alana mücadele alanı olarak görüp dile kolay 28 yıldır bunun içinde koştururken ‘acaba olacak mı, yapabilecek miyiz’ dedik. Ama dirençli mücadeleyi elden bırakmayan bir kadın grubunun, köklerimizin oradan geldiğini bildiğimiz için ilk önce şunu yaptık; ‘biz çekirdek grup olarak bir araya geldik yapmak zorundayız, yapmalıyız’ dedik. Başka bir adım attık. Biraz daha adım attık ve adım adım ilerledik.” Menekşe Zeynep Kurt Yılmaz ve gitarist Mustafa Akyol’un müzik dinletisiyle devam eden etkinlik, izleyicilere keyifli anlar yaşattı. Dinletinin ardından, festival süresince özveriyle çalışan gönüllü ekip sahneye davet edildi. Gönüllülere katkılarından dolayı teşekkür belgeleri takdim edildi.
Festivalin Büyük Ödülü: FIPRESCI Ödülü Sahibini Buldu
28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin en prestijli ödüllerinden biri olan FIPRESCI (Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu) Ödülü, sinema dünyasının en dikkat çekici filmlerini ödüllendirdi. Bu yıl Her Biri Ayrı Renk bölümünde yarışan filmler, uluslararası alanda tanınmış film eleştirmenlerinden oluşantarafından
değerlendirildi. FIPRESCI jürisi, kadınların gözünden anlatılan güçlü ve özgün hikayeleri anlatan yapımları inceledi. Bu yılın jürisi, dünya sinemasına farklı kültürlerden bakış açısı getiren üç deneyimli eleştirmeni bir araya getirdi.
Festivalin bu yılki FIPRESCI Jürisi, Berlin Film Festivali ve Avrupa Film Ödüllerinde jüri üyeliği yapmış deneyimli bir sinema eleştirmeni olan Almanya’dan Bettina Hirsch, Latin Amerika sinemasını yakından takip eden, uluslararası festivallerde görev almış bir film eleştirmeni olan Meksika’dan Adriana Fernandez ve Türk sinemasını küresel bir perspektiften inceleyen Türkiye’den Senem Erdine’den oluşuyor.
Festivalin Her Biri Ayrı Renk başlıklı yarışmalı bölümünün FIPRESCI Ödülü’nü Emine Yıldırım’ın yönettiği Gündüz Apollon, Gece Athena kazandı. Programın tamamı üzerinden yapılan oylamada İzleyici Ödülü’nün sahibi Black Box Diaries oldu. FIPRESCI Jürisi Gündüz Apollon, Gece Athena’ya verdiği ödülün gerekçesini “Bireysel acılarımızla toplumsal yaralarımızı, geçmişle bugünü, görünenle görünmeyeni, hayatla ölümü ustaca birbirine bağlayan benzersiz bir film. Anlatıya derinlik katan oyuncu performansları, sıra dışı mizahı, hayatı, dayanışmayı, umudu kutsayan taze yaklaşımıyla iyileştiren, ilham veren, kalıcı bir etki uyandırıyor” sözleriyle açıkladı.
Yönetmen Emine Yıldırım ve oyuncuların Ankara’da olmaması sebebiyle FIBRESCI Ödülü yönetmen Emine Yıldırım’ın annesi Şahika Yıldırım ve filmin kurgucusu Selda Taşkın’a takdim edildi. Kızına ve tüm film ekibine sevgilerini ileten Şahika Yıldırım, bir seyirci olarak Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin büyük bir hayranı olduğunu belirterek
konuşmasını, “Çocuklarının yollarını gözleyen anne babalara ve hayatta zor seçimler yapmak zorunda olan annelere selamlıyor, onları kucaklıyorum” sözleriyle bitirdi. Filmin kurugucusu Selda Taşkın, salona Yıldırım’ın mektubunu iletti; mektubunda jüriye olan minnetini ve ekip arkadaşlarına olan sevgilisini belirten Yılmaz, Ankara izleyicinisi selamladı ve ödülünü kendi deyimi ile “Bizlere umudun ne olduğunu hatırlatan ve ışıl ışıl parlayan gençlerimize” armağan etti.
Etimesgut kadınların sinemasını kucakladı
Festivalin bu yılki en önemli yeniliği Etimesgut Belediyesi’nin desteğiyle 100. Yıl Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde etkinlikler düzenlenmesiydi. 28 Mayıs Çarşamba günü ünlü oyuncu Ece Dizdar’ın yönettiği ve ödüller kazanan kısa film Mükemmel’in gösterimi yapıldı. Ardından, filmleri Cannes dahil birçok uluslararası festivalde büyük ödüller kazanan başarılı yapımcı Zeynep Atakan’ın moderatörlüğünde “Benzersiz Kadınlar Benzersiz Hikayelerini Anlatıyor” isimli söyleşi gerçekleştirildi. Oyuncular Bennu Yıldırımlar, Burcu Kara, Lale Mansur ve Şenay Gürler; oyuncu-yönetmen Ece Dizdar; yönetmenler Biket İlhan, Eylem Kaftan ve Ümran Safter ile cast direktörü Harika Uygur, benzersiz hikayelerini izleyicilerle paylaştı. Ardından katılımcılar, kadınların sinema sektöründe karşılaştıkları zorlukları ve ilham verici kişisel yolculuklarını paylaştı. Panelde; toplumun ahlak normları, mesleki dönüşümler, sanat üretiminin zorlukları, kadın hikâyelerinin görünürlüğü ve set ortamlarında çocuk oyuncularla çalışmanın etik boyutları ele alındı. Panel, kadınların kendi hikâyelerini özgün kılma yollarına dair fikirlerle ve Beşikçioğlu’nun plaket takdimiyle sona erdi. Panel, SGDD ASAM, Etimesgut Belediyesi Basın Ekibi ve ANKA Haber Ajansı tarafından kayıt alınarak, YouTube ve sosyal medya hesapları üzerinden canlı olarak yayınlandı.
Etimesgut CKM’de 30 Mayıs Cuma günü yönetmen Zeynep Köprülü’nün Su Yüzü filmi gösterildi. 31 Mayıs Cumartesi yönetmen Ceylan Özgün Özçelik’in On Saniye filmi gösterildi. Ardından 1 Haziran Pazar günü yönetmen Eylem Şen Seva ve Nesime Karateke’nin Arkadaşım Pınar filmi film ekibinin katılımı ile gösterildi. 2 Haziran Pazartesi günü Black Box Diaries film gösterimi ile Etimesgut CKM’de gerçekleştirilen gösterimler sona erdi.
28. Festival coşkuyla geçti…
Festival boyunca Kült Kavaklıdere’nin üç salonunda ve Etimesgut Belediyesi 100. Yıl Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde, Türkiye dahil 29 ülkeden, 26’sı uzun, beşi orta ve on üçü kısa metrajlı 44 film Olay Yeri: Aile, Oyunbozanlar, Hafızanın Direnişi, Pembesiz Mavisiz, Yakın Plan, Kısa Olmazsa Olmaz ve Her Biri Ayrı Renk bölümlerinde gösterildi; film ekipleriyle söyleşiler ve paneller yapıldı. Festival boyunca Türkiye’den ve Dünya’nın dört bir yanından 80 konuk ağırlandı. Biletler satışa çıktığı andan itibaren 5000 bini aşkın bilet satıldı. Bu yıl Enki ile çalışan festival, seyircilerin tüm süreci interaktif bir şekilde geçirmesini sağladı. Programın bütün etkinlikliklerine izleyiciler yoğun ilgi gösterdi. Programın bütün etkinlikliklerine izleyiciler yoğun ilgi gösterdi. Askıda bilet uygulaması ve festival politikası sayesinde gösterimlere zamanında gelen hiçbir izleyici bilet bulamasa da geri çevrilmedi.
Film Eleştirisi ve Toplumsal Cinsiyet Paneli
Uçan Süpürge Vakfı, Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu FIPRESCI’nin 100. yılı kapsamında “Film Eleştirisi ve Toplumsal Cinsiyet” temalı özel bir panel düzenledi. FIPRESCI jürisi üyeleri Almanya’dan Bettina Hirsch, Meksika’dan Adriana Fernandez, Türkiye’den Senem Erdine ve Sinema Yazarları Derneği’nden Esin Küçüktepepınar’ın katıldığı panelde, kadınların sinema alanında karşılaştığı eşitsizlikler çok boyutlu olarak ele alındı.
Panelde kadın eleştirmenlerin sektördeki temsiliyeti, toplumsal cinsiyet normlarının sinemaya etkisi ve feminist film eleştirisi pratikleri tartışıldı. Adriana Fernandez, kadın eleştirmen olmanın görünmezliğiyle mücadelesini aktarırken; Bettina Hirsch, film eleştirisinin kişisel bir deneyim olduğunu ve cinsiyetin bu deneyimi etkilediğini vurguladı. Hirsch ayrıca Berlinale’de kadın yönetmen oranlarının artmasını umut verici bir gelişme olarak paylaştı. Senem Erdine ise toplumsal cinsiyet normlarının tarihsel ve ideolojik bir kurgu olduğunu belirterek, sinema ve medyanın bu normları yeniden ürettiğini söyledi.
Panel, kadınların sinema dünyasındaki yerinin güçlendirilmesi ve eleştirmenlik alanında daha eşitlikçi bir temsilin sağlanması yönünde önemli bir tartışma zemini sundu. Panel, SGDD ASAM ve ANKA Haber Ajansı tarafından kayıt alınarak, YouTube ve sosyal medya hesapları üzerinden canlı olarak yayınlandı.
31 Mayıs Cumartesi günü Kült Kavaklıdere‘de düzenlenen “Yeni Bir Kadraj- Temsil, Üretim, Emek ve Dayanışma” söyleşisi, Biz Radyoyu Çok Sevdik filminin yönetmenleri Cem Hakverdi ve Nazan Haydari sinemadaki temsil, üretim, emek ve dayanışma konularını tartışmaya açarak festivalin bakış açısını zenginleştirdi. “Bu projeyle çalışma yıllarımı hep duygusal açıdan dönüp bakmak hem de akademik açıdan objektif olarak topluma o bilgileri aktarmak ve bu toplumun belleğine katkıda bulunmak bence çok önemliydi.” Nazan Haydari, feminist film kurgusunda hem iktidar yapılarının hem de kadın mücadelesinin altını çizdiklerini belirterek, “Programlar, mikrofonla kurulan ilişki ve birliktelik üzerinden şekillenen bir mücadeleyi yansıtmak istedik” dedi. Sözlü tarih çalışmalarında katılımcı geri bildirimlerinin önemine vurgu yapan Haydari, videoların tematik olarak paylaşılacağını ve bu sürecin gelecekte bir arşiv oluşturmasına katkı sunmasını hedeflediklerini ifade etti.
1 Haziran Pazar günü “Korkutan Değişim Body Horror Filmleri” paneli gerçekleştirildi. Moderatör Çiğdem Vitrinel ve katılımcılar Prof. Dr. Bengi Semerci, Arş. Gör. Tuğçe Kutlu ile gerçekleştirilen panelde, beden korkusu türünün kadın bedeni üzerindeki toplumsal baskıyı görünür kılma gücü tartışılırken, türün hem gündelik hayatla ilişkisi hem de feminist sinemadaki potansiyeli vurgulandı. Çiğdem Vitrinel, bu alanda kadın bedenin yerini “Kadın bedeni üzerindeki toplumsal baskı, bu türle çok güçlü şekilde anlatılabiliyor” dedi. Kadın yönetmenlerin erkek kurban üzerinden alan açması önemliydi” diyerek konunun önemini vurguladı.
3 Haziran Salı günü “Hafızanın Direnişi” söyleşisi hafıza ve sinema arasındaki ilişkiyi farklı perspektiflerle sunarak festivalin düşünsel derinliğini arttırdı. Martina Priessner, Namık Arslan ve Prof. Dr. Melek Göregenli katılımı ile gerçekleşti. Yönetmen Martina Priessner Moelln Mektupları filmini çekme motivasyonunun, olayın mağdurlarından İsmail Arslan’nın “Bizim tek özlemimiz hikayemizi anlatmak ve acımızı dindirmek” sözleri olduğunu belirtti. Priessner,“ Onlar için bir yer açmak istedim, onlar yerine konuşmak değil” dedi. “Filmi tamamen kurban gözünden anlatmak, radikal bulundu” diyerek filmin farklı izleyici kitlesinden aldığı tepkileri dile getirdi.
Festival “Ben Göremediğimde Gözlerim Ol” Atölyesiyle Sona Erdi
28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, psikolog Öykü Gül yürütücülüğünde gerçekleşen “Ben Göremediğimde Gözlerim Ol” atölyesiyle sona erdi. Kült Galeri’de düzenlenen atölye, katılımcıların birbirleriyle tanışıp güven bağı kurmaları amacıyla isimlerini ifade eden birer hareket belirlemeleriyle başladı.
Atölyenin ilerleyen aşamalarında katılımcılar, iç seslerini ve şefkatli yanlarını dinleyerek duygularını kağıda döktüler. Ardından bu duyguları kumaşlara çeşitli tekniklerle aktararak ortak bir “duygu battaniyesi” oluşturdular. Günün sonunda ise duygularını ve deneyimlerini paylaşarak atölyeyi tamamladılar. Festival, bu içsel keşif ve dayanışma alanı yaratan etkinlikle kapanışını gerçekleştirdi.