The Lancet: Fosil Yakıtlara Aşırı Bağımlılık Mevcut ve Gelecek Nesillerin Sağlığını Tehlikeye Atıyor

Lancet Sağlık ve İklim Değişikliği Geri Sayım 2022 Raporu’na göre insan sağlığı, fosil yakıtların insafına kaldı. Bu yılki raporda sunulan yeni bulgular, hükümetlerin ve şirketlerin, bugün yaşayan tüm insanların ve gelecek nesillerin sağlığını ve hayatta kalmasını giderek daha fazla tehdit eden stratejiler izlemeye devam ettiğini ortaya koyuyor.

Raporda şu bulgular öne çıkıyor:

  • İklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkileri, birlikte var olan diğer krizlerin etkilerini hızla ağırlaştırıyor ve kötüleştiriyor. Bu durum gıda güvensizliği, bulaşıcı hastalıkların yayılması, sıcaklığa bağlı hastalıklar, enerji yoksulluğu ve hava kirliliğine maruz kalmaktan kaynaklanan ölüm risklerinin artmasına neden oluyor. Bu yılki raporda yer alan veriler, iklim değişikliğinin yakın vadede gıda güvenliğinin düşük mahsul verimi, gıda güvensizliği ve kuraklık gibi her ayağını etkilediğini gösteriyor.
  • Hükümetler ve şirketler, dünyanın her köşesindeki tüm insanların sağlığı ve refahı aleyhine fosil yakıt çıkarlarına öncelik vermeye devam ediyor. İncelenen ülkelerin %80’i sadece 2021 yılında 400 milyar ABD Doları tutarında bir çeşit fosil yakıt sübvansiyonu sağladı. Bu net sübvansiyonlar 31 ülkede ulusal sağlık harcamalarının %10’unu, 5 ülkede ise %100’ünü aşıyor.                                                                                           
  • Petrol ve gaz şirketleri en ağır suçlular olmaya devam ediyor: iklim konusundaki iddiaları ve taahhütleri ne olursa olsun, en büyük 15 petrol ve gaz şirketinin mevcut stratejileri, sera gazı üretimlerinin 1,5°C’lik ısınmayla uyumlu emisyon paylarını 2030 yılında %37, 2040 yılında ise %103 oranında aşmasına yol açacaktır.

Raporun yazarları yine de umut olduğunu belirtiyor: Birleşen krizlere sağlık merkezli bir yanıt, gelişen bir gelecek sunmak için yenilenmiş bir fırsat sunuyor. Temiz enerjiye yatırım yaparak hava kalitesinin iyileştirilmesinin yılda 1,3 milyon hayat kurtaracağı belirtiliyor. Bitki temelli beslenmeye geçişin hızlandırılması, tarım sektörü emisyonlarının yarısından fazlasını azaltacak, aynı zamanda beslenme risk faktörleri ve bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanan ölüm oranlarındaki iyileşmelerden kaynaklanan sağlık yan faydaları da olacaktır.  Şehirler ve altyapı söz konusu olduğunda, sağlığı ön planda tutan kentsel tasarım kentsel ısıyı azaltabilir, hava kalitesini iyileştirebilir ve zihinsel ve fiziksel sağlık üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir.

İstihdam konusunda, yenilenebilir enerji kaynaklarındaki istihdam fosil yakıt şirketlerindeki istihdamı aşıyor; yenilenebilir enerji istihdamı 2019’dan bu yana %5 artarken, fosil yakıt sektöründeki istihdam 2019’dan bu yana %10 azaldı. Ancak, iklim değişikliğinin yıkıcı ekonomik ve sağlık etkilerini önlemek için bu hızın artırılması gerekiyor.

Raporun yayınlanmasına yanıt olarak BM Genel Sekreteri António Guterres, “İklim krizi bizi öldürüyor. Sadece gezegenimizin sağlığını değil, zehirli hava kirliliği, azalan gıda güvenliği, daha yüksek bulaşıcı hastalık salgını riskleri, rekor düzeyde aşırı sıcaklar, kuraklık, seller ve daha fazlası yoluyla her yerdeki insanların sağlığını baltalıyor. Fosil yakıt bağımlılığı kontrolden çıktıkça insan sağlığı, geçim kaynakları, hane bütçeleri ve ulusal ekonomiler darbe alıyor. Bilim nettir: yenilenebilir enerji ve iklim direncine yapılacak büyük, sağduyulu yatırımlar her ülkedeki insanlar için daha sağlıklı ve daha güvenli bir yaşam sağlayacaktır” dedi.

Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Haberler