İklim krizinin sonucu olarak yaşadığımız felaketlerle sarsılan dünya 2020’de bir de Covid-19’un yarattığı küresel bir sağlık kriziyle karşı karşıya kaldı. Pandemi, içinde yaşadığımız ekolojik ve yönetimsel krizleri, özellikle sağlık hizmetleri ve ekonomideki kırılganlığı çarpıcı biçimde ortaya çıkardı. Tüm dünya, sağlık sisteminin yetersizliklerini, ekonominin kırılganlıklarını ve kötü sonuçlarını doğrudan yaşadı; iklim krizi ve Covid-19 pandemisinin arkasındaki ortak noktanın doğayla uyumsuz üretim-tüketim-siyasi yapılarımız olduğu gerçeği ile yüzleşti. Doğaya ve yaban hayata bu kadar müdahale ederek ne iklim krizinden, ne Covid-19 salgınından, ne de benzer krizlerden kurtulabileceğiz.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu pek çok ülke bu krizlere kalıcı, toplumsal adaleti ve doğanın haklarını gözeten politikalar oluşturmak yerine hamasete devam ediyor. İşsizlik ve yoksulluğun zirveye ulaştığı karantina koşullarında, barınma, temiz su ve gıdaya erişim, sağlıklı ve ulaşılabilir yeşil alanlar, evrensel temel gelir gibi yurttaşlık hakları tüm insanlar için temel ihtiyaçlar listesinde yerini aldı. Bugüne dek yaşadığımız ‘normal’ sorgulanır hale geldi ve daha çok insan ‘başka bir dünya’ talebini dile getirmeye başladı.
Bu yıl 10. yaşını kutladığımız Yeşil Ekonomi Konferansı’nda iklim ve Covid-19 krizlerinin ekonomik, toplumsal ve ekolojik etkilerini ele alacağız. Covid-19 krizinin cinsiyet eşitliği, küresel ticaret, üretim ve tüketim biçimleri üzerindeki yıkıcı etkilerini değerlendireceğiz. Yeşil Yeni Düzen’in bu talepleri karşılamak için sunduğu alternatifleri ve yeryüzündeki yaşamı daha dayanıklı kılmak için önerdiği mekanizmaları tartışacağız.
Yeşil Düşünce Derneği olarak, Heinrich Böll Vakfı ile ortak, çevrimiçi ortamda gerçekleştireceğimiz 10. Yeşil Ekonomi Konferansı’nda sizi de birlikte öğrenmeye, düşünmeye ve harekete geçmeye davet ediyoruz.
Etkinlik boyunca simültane çeviri desteği sağlanacaktır.
Ayrıntılı Bilgi ve Kayıt İçin Tıklayınız