Türkiye’deki demokratik ortamın güçlendirilmesi hedefiyle sivil toplum örgütlerinin kapasitelerini güçlendirmek üzere çalışma yürüten Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM) olarak COVID-19 pandemisiyle mücadele sürecinde salgının çeşitli boyutlarını ve alınan önlemleri sivil toplum örgütleriyle birlikte konuşuyoruz.
Kaygı ve korku seviyemizin oldukça yüksek olduğu bu zorlu günlerde birlikte düşünmenin ve eyleme geçmenin, yan yana olmanın ve dayanışmanın önemli ihtiyaçlarımız arasında yer aldığını düşünüyoruz . Bu nedenle de Koronavirüs hastalığı salgınıyla mücadelede STÖ’lerin deneyimlerini ve görüşlerini dinliyoruz. Kriz ortaya çıkar çıkmaz oldukça hızlı bir biçimde üretilen önlem ve uygulamalara yanıt veren sivil toplumun bu deneyimleri, tüm ülke için değer taşıyor ve daha fazla duyulmayı hak ediyor. Bu nedenle COVID-19 pandemisiyle mücedele sürerken sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını dinlemeye, duyurmaya ve yaygınlaştırmaya devam edeceğiz.
Geçtiğimiz hafta konuya ilişkin yaptığımız üç özel yayınımızın ilk ikisinde yüksek risk grubunda yer alan ileri yaştaki yurttaşlar için alınan önlemleri değerlendirirken, diğer yayınımızda ise salgının cezaevi boyutunu konuştuk.
İlk olarak 65 yaş üzeri kişiler için alınan sokağa çıkma yasağının “yaşlı ayrımcılığına” varan tezahürlerini Yaşlı Çalışmaları Derneği ile, ileri yaştaki kişiler için alınan önlemleri ve neler yapabileceğimizi ise 65 + Yaşlı Hakları Derneği ile, COVID-19 pandemisinin ortaya çıkardığı pek çok başlıktan biri olan ve ilk günden tartışılan salgının hapishane boyutunu ise Ceza İnfaz Sistemi’nde Sivil Toplum Derneği ile konuştuk.
Yaşlı Çalışmaları Derneği’nden Doç Dr. Özgür Arun, söyleşide yaş ayrımcılığının yeni olmadığını söylerken, durumun pandemiyle birlikte görünür olduğunu aktardı. Arun konuşmasında ileri yaştaki kişilere yönelik yaş ayrımcılığın şiddete ve hatta yaşlı nefretine doğru evrildiğini, bunun da endişe verici olduğunu aktardı ve Türkiye toplumuna atfedilen “yaşlısına saygı duyan, onu seven ve koruyan algı”nın bir şehir efsanesi olduğunu söyledi.
65 + Yaşlı Hakları Derneği’nden Dr Gülüstü Salur ise konuşmasında süreçte yan yana olmanın önemine vurgu yaparken, alınan önlemlerin ise herkes için geçerli olduğuna dikkat çekti. İçişleri Bakanlığı’nın aldığı sokağa çıkma yasağının ise herkesi kapsaması gerektiğini belirterek “Ya hep beraber evde oturacağız ya da sadece yaşlıların evde oturması yeterince işe yaramayacak ” dedi.
CİSST’tan Berivan Korkut ise yayında Korkut, hapishanelerin pandemide kontrol edilemeyeceğini aktarırken, Adalet Bakanlığı’nın alacağı önlemlerin kalabalık karşısında yetersiz olduğuna dikkat çekti. Korkut, hapishanelerdeki sayının acilen düşürülmesi gerektiğini söylerken birincil taleplerinin ise genel af olduğunu söyledi.
STÖ’lerin pandemiye ilişkin bakış açılarını göstermek ve alınan önlemleri konuşmak üzere farklı konuklarla birlikte olmaya devam edeceğiz. STGM özel yayınları STGM’nin YouTube kanalından ya da sosyal medya hesaplarından takip edilebilir.
İlgili haberler:
- Doç. Dr. Özgür Arun: Yaş Ayrımcılığı Yeni Değil
- Dr. Gülüstü Salur: Salgınla Başa Çıkmak İçin Kuşaklar Arası Dayanışma Önemli
- CISST: Hapishaneler COVID-19 Pandemisinde Kontrol Edilemez