Mert Fırat, Başka Bir Siyaset Okulu’nda Sanat ve Aktivizmin Gücünü Vurguladı
Bu yıl 8. kez düzenlenen Başka Bir Siyaset Okulu (BBSO), 27 Ekim – 3 Kasım tarihleri arasında İstanbul Şişli Belediyesi’nin ev sahipliğinde Habitat Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirildi. Farklı şehirlerden 20 genç, sosyal politika, yerel yönetim, ayrımcılık, toplumsal cinsiyet, sanat ve aktivizm konularında akademisyenler, sanatçılar ve insan hakları uzmanları tarafından düzenlenen atölyelere katıldı.
BAŞKA BİR SİYASET OKULU’NDA MEDYANIN DÖNÜŞÜMÜ TARTIŞILDI
Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı ve BBSO Direktörü Elmas Arus moderatörlüğünde gerçekleşen “Medya, Sinema ve Siyaset” panelinde Yönetmen Semir Aslanyürek, Gazeteci-Yazar Nazım Alpman ve Gazeteci-Yazar Candan Yıldız yer aldı.
Prof. Dr. Semir Aslanyürek, konuşmasına sinemanın son yıllardaki durumunu değerlendirerek başladı. Sinemanın sanat olmaktan çıkıp sahte bir biçim aldığını vurgulayan Aslanyürek, sinemanın karşılaştığı üç ana tehditten bahsetti: Ticaretin sinemayı nasıl dönüştürdüğü, festivallerin niteliğinin nasıl etkilendiği ve sinema okullarının mezunlarının iş bulma sorunları. Güzellik, eşitlik ve adalet gibi kavramların sinema aracılığıyla nasıl ifade edilebileceğini tartışarak, günümüz sinemasının işlevselliğini sorguladı.
POST-TRUTH ÇAĞINDA MEDYA VE GERÇEKLİK
Gazeteci-yazar Candan Yıldız, panelde, medya dünyasının özellikle son yıllardaki zorluklarını ele aldı. Yıldız, medya yapısındaki dönüşümün 90’lı yıllardan itibaren başladığını, gazeteci kökenli işverenlerin yerini bankalar ve enerji sektöründeki büyük sermaye gruplarının aldığını belirtti. Bu değişimle birlikte medya ve siyaset arasındaki ilişkinin daha derinleştiğini vurguladı. Özellikle “post-truth” kavramına atıfta bulunarak, bireylerin kendi gerçekliklerini inşa ettikleri bir medya rejimi oluştuğunu ifade etti. Yıldız, bu yeni medya ortamının toplumsal kesimleri şekillendirdiğini ve haberin yanı sıra algı yönetiminde de önemli bir rol oynadığını söyledi. Ancak bu süreçte gazeteciliğin karşılaştığı zorluklara da değinen Yıldız, etik kaygılar, işsizlik ve RTÜK baskısı gibi sorunların gazetecilerin mesleki faaliyetlerini zorlaştırdığını belirtti. Tüm bu zorluklara rağmen gazeteciliğin öneminin altını çizen Yıldız, umut taşımak ve doğru habercilik için çaba göstermek gerektiğini vurguladı.
NAZIM ALPMAN DEMOKRATİK SÜREÇLERDE MEDYANIN ROLÜNÜ ELE ALDI
Panelin konuşmacılarından gazeteci, yazar ve belgeselci Nazım Alpman, medya ve siyasetin ilişkisini değerlendirerek, medyanın siyasi iktidarlar üzerindeki etkisine dikkat çekti. Medyanın demokratik süreçlerdeki rolünü vurgulayarak, güçlü bir medya yapısının demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu dile getirdi. Medyanın, kamuoyunu bilgilendirme, çeşitli görüşleri yansıtma ve toplumsal sorunları gündeme getirme gibi kritik görevleri olduğunu aktardı.
Panel, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
ÜNLÜ OYUNCU MERT FIRAT BAŞKA BİR SİYASET OKULU’NDA
BBSO Proje Koordinatörü Baran Çağlar Çetinkaya moderatörlüğünde gerçekleşen “Yerel Yönetim, Sanat ve Siyaset” ikinci panele ise, Oyuncu Mert Fırat, Sanat kuramcısı Dr. Ezgi Bakçay, Akademisyen Dr. Hande Barlın katıldı.
Ünlü oyuncu ve aktivist Mert Fırat, sanatın toplumsal değişim ve yerel yönetimlerle ilişkisini irdeleyerek, sanatın sadece bir ifade biçimi olmadığını, aynı zamanda bir aktivizm aracı olduğunu dile getirdi. “Sanat, toplumsal meseleleri sorgulamak ve değişim yaratmak için güçlü bir platform sunuyor” diyen Fırat, gençlerin bu alanlarda daha fazla yer alması gerektiğinin altını çizdi.
Fırat, sanatın toplumsal değişim üzerindeki rolünün yanı sıra, yerel yönetimlerin sanat projelerine destek vermesinin önemine dikkat çekti. “Yerel yönetimler, sanatın ve kültürün gelişmesine katkıda bulunarak toplumsal bağları güçlendirebilir. Sanatın desteklendiği bir ortam, toplumsal bilinçlenmeyi de beraberinde getirir.” dedi. Bu bağlamda, Fırat, genç sanatçılara, sanatın toplumsal sorunları çözmedeki potansiyelini kullanmaları çağrısında bulundu.
YEREL YÖNETİM İLE AKADEMİ ARASINDAKİ YENİ DİNAMİKLER
Akademisyen Dr. Hande Barlın, yerel yönetim ve akademi arasındaki ilişkiyi değerlendirirken, üniversitelerin toplumsal etkileşim potansiyelinin artırılması gerektiğine vurgu yaptı. Üniversitelerin sadece kampüs içinde değil, aynı zamanda dışarıda da aktif olmalarının önemine dikkat çeken Barlin, son yıllarda paydaşlarla işbirliğine yönelik artan taleplerin olumlu bir adım olduğunu belirtti. Belediyelerle yapılan ortak projelerin, akademisyenlerin, sanatçıların ve toplumun farklı kesimlerinin bir araya gelerek güçlü yapılar oluşturmasına zemin hazırlayabileceğini ifade etti. Bu işbirliklerinin, toplumsal yarar sağlamak ve sanatın gücünden faydalanmak için yeni fırsatlar sunduğunu söyleyen Barlin, farklı mahallelerde etkileşimde bulunmanın, ortak projeler geliştirmek açısından son derece değerli olduğunu vurguladı. Ayrıca, akademik sistemin daha katılımcı ve işbirlikçi bir hale gelmesinin, bu süreci hızlandıracağına inandığını belirtti.
KENTSEL DAYANIŞMA VE KOMÜNİTE YARATMA ARAYIŞI
Sanat kuramcısı Dr. Ezgi Akçay, sanatçıları mahalleye davet etmenin önemine vurgu yaparak, özgürlüğün kentsel kamusal mekanları birlikte yaratmak olduğunu dile getirdi. Akçay, bu bağlamda yerel yönetimlerin makro ölçekli bir kültür politikası geliştirmeleri gerektiğini ve anlık kararlarla geçici çözümler yerine stratejik bir yaklaşım benimsedikleri takdirde topluluk oluşturmanın mümkün olduğunu ifade etti. Özellikle “gözeneklilik” kavramına atıfta bulunarak, insanların birbirleriyle etkileşimde bulunabilecekleri, dayanışma ve ortak yaşam deneyimlerini paylaşabilecekleri bir ortam yaratmanın önemini vurguladı. Kendi deneyimlerinden örnekler vererek, kültürel pratiklerin toplumsal bağları güçlendirebileceğine ve komünal yapıları oluşturabileceğine inandığını belirtti. Yerel yönetimlerin bağımsız sanatçıları desteklemesi gerektiğini, çünkü bu bağımsız yapılarının kendi ekosistemlerini oluşturduğunu ve alternatif sosyal, ekonomik ilişkiler geliştirdiğini vurguladı. Sonuç olarak, Akçay, sanatçıların estetik ve politik soruları birleştiren yaratıcı süreçlerinin, özgürlük ve komünite oluşturma arayışında kritik bir rol oynadığını ifade etti.
Soru – cevap oturumunun ardından panel sona erdi.
Başka Bir Siyaset Okulu, Olof Palme International Center ve Arbetarnas Bildningsförbund (ABF) desteğiyle, Sıfır Ayrımcılık Derneği tarafından 2017’den bu yana başarıyla yürütülüyor. Bu yıl ise BBSO, Şişli Belediyesi ve Avrupa Birliği Sivil Düşün tarafından da destekleniyor.