YouTube’nun öneri algoritması, daha önce keşfetmediğimiz yeni videolara kapı aralayabiliyor. Peki bu kapılar bizi nereye çıkarıyor? Mozilla Vakfı tarafından hazırlanan rapor, bu kapıların ardında neler olduğunu hikayeler ve verilerle anlatarak, bilgi ekosistemini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
Teyit, Mozilla Vakfının YouTube Pişmanlıkları raporunu Etkiniz’in desteğiyle Türkçeye çevirdi. Rapor, YouTube’un öneri algoritmasının zararlı içeriklere yönlendirme potansiyelini ortaya koyuyor.
Raporun tamamına buradan erişebilirsin
YouTube, dünyanın en çok ziyaret edilen ikinci web sitesi ve aylık 83,05 milyar trafiğe sahip. Kullanıcılar arama çubuğuna yazdıkları anahtar kelimelerle istedikleri videoları bulup izlerken, YouTube’un öneri algoritması onlara bir sonraki videoda ne izleyebileceğini gösteriyor.
Mozilla’ya göre, YouTube’un öneri algoritması, platformda geçirilen sürenin yüzde 70’ini yönlendiriyor. Bu yönlendirme, nefret söylemi ve dezenformasyon gibi zararlı içeriklerin yayılmasına da yol açıyor. Mozilla, yıllardır YouTube’un daha şeffaf olması gerektiğini savunuyor. Teyit’in çevirdiği bu raporla, platformun algoritmasının oluşturduğu sorunlar toplanan verilerle ve hikayelerle ortaya konuluyor.
2019’da Mozilla, YouTube kullanıcılarının aktif bir şekilde katılabileceği bir araştırmaya ön ayak oldu. Platformun öneri algoritması karşısında, kullanıcılara RegretsReporter
Raporda, 91 ülkeden 37 bin 380 YouTube kullanıcısından toplanan verilere dayanarak, Temmuz 2020 ile Mayıs 2021 arasında karşılaşılan 3 bin 362 ‘pişmanlık’ duyulan video verisini ve çok sayıda vaka incelendi.
Rapor birkaç örnek vaka ile öneri algoritmasının problemli olabilecek yönlerini ortaya koyuyor. Örneğin araştırmaya katılan bir gönüllü, “Oyuncak Hikayesi” adlı çocuk filminin cinsel içerikli bir parodisi olan “Woody’s Got Wood” başlıklı bir animasyonun kendisine önerildiğini bildirdi.
Başka bir katılımcı, ABD Temsilciler Meclisi üyesi Ilham Omar’a ve seçim hilesine dair çürütülmüş bir komplo teorisini içeren bir videoyla karşılaştığını belirtti.
Mozilla yaptığı araştırmanın üç ana bulgusunu şöyle açıklıyor:
Çok farklı kategorilere yayılan ‘pişmanlık videoları’ aynı zamanda rahatsız edici içerikleri barındırıyor: “Gönüllülerimiz Covid ile ilgili korku tellallığından siyasi dezenformasyona ve son derece uygunsuz “çocuk” çizgi filmlerine kadar sayısız içeriği bildirdi. En sık karşılaşılan ‘pişmanlık’ kategorileri dezenformasyon, şiddet görüntüleri veya rahatsız edici içerik, nefret söylemi ve dolandırıcılık oldu.”
Rapora göre sorunun başat nedeni öneri algoritmasının kendisi: “‘Pişmanlık’ bildirimlerinin yüzde 71’i, YouTube’un öneri sisteminin gönüllülerimize önerdiği videolardan geldi. Dahası, algoritma tarafından önerilen videolar, kullanıcıların kendi aramaları sonucu ulaştıkları videolara göre yüzde 40 daha sık bildirildi. Birkaç vakada, YouTube’un kendi Topluluk Kuralları’nı ihlal eden veya daha önce izlenen videolarla alakasız içerikleri önerdiği görüldü.”
En çok etkilenenler İngilizce dışında videolar tüketen kullanıcılar:
“Birincil dili İngilizce olmayan ülkelerde (özellikle Brezilya, Almanya ve Fransa’da), YouTube’da karşısına çıkan içerikten rahatsızlık duyduğunu iletenlerin oranı yüzde 60 daha yüksek ve Covid-19’la ilgili dezenformasyon ‘Pişmanlıklar’ı da İngilizce dışındaki dillerde bilhassa yaygın.”
Mozilla’nın YouTube, politikacılar ve bireylere önerileri aşağıdaki gibi:
-
Platformlar, araştırmacıların öneri sistemini denetlemesine izin vermeli.
-
Platformlar, öneri sistemlerinin nasıl işlediğine dair bilgileri paylaşmanın yanı sıra sorunlara ve zaman içindeki iyileştirmelere dair yeterli bilgi veren şeffaflık raporları yayınlamalı.
-
Politikacılar, YouTube’un öneri algoritmalarının bağımsız bir şekilde incelenmesine imkan sağlayacak bilgileri paylaşmasını ve araçları geliştirmesini sağlamalı.
-
Politikacılar, platformları incelemek için alternatif yöntemlere başvuran araştırmacıları, gazetecileri ve gözlemcileri korumalı.
-
Bireyler, kendileri ve aileleri için gerekli kontrolleri sağladıklarından emin olmak için YouTube ve Google’daki veri ayarlarını güncellemeli.
Sonuç olarak, YouTube’un öneri algoritması, kullanıcı deneyimini zenginleştirmek için tasarlanmış olsa da bazen kullanıcıları zararlı içeriklerle karşı karşıya bırakabiliyor. Mozilla’nın yaptığı araştırma, bu algoritmanın potansiyel tehlikelerini ve etkilerini gözler önüne seriyor. Hem platformlar hem de politikacılar için bu bulgular, dijital medya ortamını daha güvenli ve şeffaf hale getirmek adına atılması gereken adımları belirliyor. Kullanıcılar olarak da, maruz kaldığımız içerikleri sorgulamak ve platform ayarlarımızı düzenli olarak gözden geçirmek, dijital medya ortamında daha bilinçli ve güvende olmamıza yardımcı olacaktır.