Sivil Düşün’ün yeni program serisi Dünyanın Meselesini Konuşuyoruz’un ilk bölümü, 14 Haziran’da uzman konuklar ve izleyicilerin aktif katılımıyla gerçekleşti. Program alışageldiğimiz geleneksel/dikey yapı ve sistemler ile herkese eşitçe kendini ifade ve kararlara katılma alanı açan yatay yapıların hem aksayan hem de işe yarayan yönlerini sorgularken alternatif bir tartışma gündemi yaratarak zihinlere şu soruları bıraktı:
Topluluklar, içinden geçtiğimiz bu kriz çağında hangi dertlere nasıl derman olacak; hiyerarşik sistemlerin karşılayamadığı hangi ihtiyaçları nasıl yatay işleyişler kurarak ne şekilde tamamlayacak, tüm bunlar geleceği nasıl değiştirecek?
Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı‘nın haziran-kasım ayları arasında gerçekleş?receğini duyurduğu dünyanın meselesini konuşuyoruz serisi, 14 Haziran’da enine mi boyuna mı, sorusuyla başladı. Yatay yapılanmaların, özellikle de toplulukların dünyanın mevcut sorunlarıyla mücadelede nasıl alanlar açmayı vadettiği sorusuna odaklanılan ilk bölümde sunucular Fulden Ergen ve Tuğkan Gündoğdu’nun konukları; Bilgi Üniversitesi ve SEÇBİR’den Prof Dr Kenan Çayır, Mekanda Adalet Derneği‘nden Duygu Dağ ve Onarım Atölyesi‘nden Ekin Al oldu. Program, konuklarla söyleşinin yanında izleyicilerin soru ve yorumlarıyla zengin bir tartışmaya da ev sahipliği yaptı.
Belirsiz ve yalnız hissettiğimiz bir çağda yaşıyor olmamız nedeniyle, bize düzen ve standartlar sunan hiyerarşik yapılara daha çok meylettiğimizi söyleyen Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden Prof. Dr. Kenan Çayır, bunun aynı zamanda söz konusu yapıları başarısız kılan taraf olduğunun altını çizdi.
“Evet otoriter yapılar standartlar sunar. Ancak hayat standart değil, dalgalı seyrediyor. Topluluklar gibi yatay yapılar sayesinde bu düzensiz akışa daha kolay adapte olabiliriz. Çünkü buralarda hem birey yani, özne olur hem de başkalarıyla bağ kurup kendimizi belirsizliğin karşısında güvenli bir yere konumlandırabiliriz.”
Çayır öte yandan, pek çok topluluğun hiyerarşik modellerle var olduğuna dikkat çekerek onları, beklentileri karşılayan yatay yapılara kavuşturacak olanın, topluluk içinde sahiplenilen değerlerle yakından ilişkili olduğunu belirtti.
Mekanda Adalet Derneğinden Duygu Dağ da değerler konusuna vurgu yaparak, dikey yapıların açık adaletsizlikleri ile mücadelenin yanında, herkesin eşit göründüğü yatay oluşumlarda arkada işleyen görünmez hiyerarşiler ile başa çıkmanın da önemli olduğunu dile getirdi. Bu tuzağa düşmemek adına, her topluluğun içindeki herkese dönüşüm ve derinleşmek için alan açan mekanizmalar oluşturmakla ilgilenmesi gerektiğini belirten Dağ, kendi Derneğinde bunu çalışma grupları sistemini kurarak mümkün kıldıklarından bahsetti.
“Bileşenlerin karar alma mekanizmalarına dahil olabildiği, yöneEşim biçimini kendine uygun şekilde kendi belirleyebilen topluluklara ihtiyacımız var. Bu yüzden alınan kararlardan önce, o kararların nasıl alındığına da odaklanalım.”
Toplulukların nereye gittiği sorusundan önce, dünyanın nereye gittiğini cevaplamanın hayati olduğuna dikkat çeken Onarım Atölyesi girişiminin kurucusu Ekin Al ise insanın kendisini tüm türlerin tepesinde görme halinin, dikeyliğin yani hiyerarşik yapılanma krizinin beslendiği ana kaynak olduğuna dikkat çekti.
“İnsan kendisini tüm varoluşun tepesine yerleştiriyor. Dünyaya bunu yapmayalım çünkü başka bir gezegen yok, diyoruz. Olsaydı tüm bunlara hakkımız olacak mıydı? Sürdürülebilirlikten bahsediyoruz. Gerçekten sürdürülecek bir yapı kaldı mı? Artık onarıma geçme zamanı.”
Bir çevre ve refah krizinin tam ortasında olduğumuzu belirten Al, iş dünyası, geleneksel sistemler ya da sivil toplumun çözüm üretmeye yetişemediğini, toplulukların da kurtarıcı gücü barındırmakla beraber böyle bir misyonları olmadığını ifade etti.
Sivil Düşün programda canlanan tartışmayı derinleştirerek sürdürmek üzere herkesi, dünyalar. dijital topluluk platformundaki sohbet alanlarına davet ediyor. Sivil Düşün’ün dünyalar. girişimi çerçevesinde hevesi ve duyarlılığı olanlarla karşılaşmak, tanışmak, tartışmak, topluluklar kurmak, iş birliği yapmak ve hareket planı oluşturmaya dair açtığı dijital bir alan olan platformda şu an bin 300’e yakın sayıda farklı çalışma alanları ve görüşlerden gelen, dünyayı değiştirmenin kendi dünyalarında eyleme geçerek başladığına inanan kişi ve topluluk bulunuyor.
Dünyanın meselelerine öncelikle kendi dünyalarında yöne vermeyi önemseyen, bu sorunlar bizi aşar demeden konuşup tartışmaya bir yerden başlamak isteyen herkes, dünyalar. platformuna giriş yapabiliyor. Platforma kısa bir kayıt işleminin ardından mevcut tartışmalara ulaşmak ya da yeni tartışmalar başlatmak mümkün.
İlerleyen bölümler hakkında detaylı bilgi almak ve şimdiden kayıt olmak için buraya tıklayınız.