“Canımız Sokakta” projesi sokak hayvanları için ortak değer yaratıyor

“Canımız Sokakta” projesi sokak hayvanları için ortak değer yaratıyor

80 yılı aşkın bir süredir evcil hayvanların beslenmesinde dünya çapında öncülük eden ve evcil hayvanlara sağlıklı bir hayat sunmak için inovatif ürünler geliştiren Nestlé Purina PetCare, sokak hayvanları için farkındalık yaratacak bir program başlattı. Nestlé Purina PetCare’in Impact Hub İstanbul iş birliğiyle gerçekleştirdiği “Canımız Sokakta” buluşmaları, sokak hayvanlarıyla ilgilenen kuruluşların temsilcilerini bir araya getiriyor. Oturumda alanında uzman veteriner hekimler, akademisyenler, barınma merkezi kurucuları, dernek yöneticileri ve üyeleri, girişimciler ve üniversite öğrencileri sokak hayvanları konusunda yapılabileceklerle ilgili içgörü oluşturuyor.

İki kez gerçekleşen “Canımız Sokakta” buluşmalarında, ele alınacak konulara göre online platformda farklı grupların fikirlerini paylaştığı “odalar” oluşturuldu. Her bir odada bir konu özelinde paydaşlar görüşlerini paylaştı. Karşılıklı soru cevaplarla ve fikir alışverişiyle yürüyen oturumlarda sorunlar ve bu sorunlara dair çözüm önerileri değerlendirildi. Uzun soluklu bir proje olarak tasarlanan “Canımız Sokakta” projesi kapsamında, önümüzdeki günlerde farklı çalışmalar da yapılacak.

Sokak hayvanları konusunda önemli ihtiyaç alanlarını tanımlamak, bu meseleyi bütünsel olarak sahiplenen ve çözüme yönelik adımlar atan bir topluluk oluşturmak amacıyla farkındalık programı başlatan Nestlé Purina PetCare, paydaşlarla birlikte yapılması gerekenleri online “Canımız Sokakta” buluşmalarında ele alıyor. Toplumsal fayda odaklı, yaratıcı projeler geliştiren global sosyal inovasyon platformu Impact Hub İstanbul iş birliğiyle gerçekleşen “Canımız Sokakta” buluşmasında, sokak hayvanlarına dair en temel sorunlar olarak ortaya çıkan Beslenme – Barınma – Sahiplendirme konuları konuşuldu. 

Kurumsal ve bilinçli şirketlerin de bu konuya dahil olması gerektiğinin altını çizen Purina PetCare Genel Müdürü Ayça Erkol, “Tüm dünyada hayvanlarla bir arada olmanın yaşamlarımıza pozitif bir katkısı olduğu inancındayız. Bu inançla bugüne kadar birçok projeyi hayata geçirdik. Yardıma muhtaç hayvanlara destek için farkındalık yaratan çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Düzenli olarak bazı barınak, dernek ve belediyelerle iş birliği yapıyoruz, aynı zamanda evcil hayvan sahiplerine de destek oluyoruz. Sokakta zor durumda kalmış hayvanlara yardım edebilmek için Nestlé içinde oluşturduğumuz “Adopt Me” – “Beni Sahiplen” adında bir platformumuz var. Ekibimizden zor durumdaki patili dostlarımızı sahiplenmek isteyenlere aracı oluyoruz. Bu platformu tanıtıp yaygınlaştırabilmek için de her ay bir sahiplenme hikayesi anlatıyoruz. Hepimizin çoğunlukla evde kalmaya çalıştığı bu günlerde, sokak hayvanlarına destek olma amacı ile belediyelere ve barınaklara mama bağışında bulunuyoruz. Şu ana kadar 2 şehirde bulunan 4 belediyeye toplamda 10 ton mama bağışında bulunduk. Barınaklara terk edilmenin de arttığı bu dönemde 8 tonluk bir mama bağışında bulunduk. Her zaman olduğu gibi yardıma muhtaç hayvanlara destek olmaya ve bu konuda farkındalık yaratmaya devam edeceğiz. Sosyal sorumluluk alanında güçlü çalışmalar yapan şirketler bu alana da eğilim göstermeli. Son yıllarda kurum içi sosyal sorumluluk saati uygulaması yapan şirketlerin sayısı git gide artıyor. Bu kurumların da aramıza katılarak, birlik olmanın farkındalığı daha da arttıracağına inanıyorum. Hep birlikte oluşturduğumuz bu toplulukla, hepimizin ortak sorunu olan sokak hayvanları konusunda ortak bir çözüm bulacağız. Şu an başındayız ancak ilerledikçe daha güçlü adımlar atacağımızı ve somut sonuçlar göreceğimizi düşünüyorum. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum” dedi. 

 

“Canımız Sokakta” online buluşmasında Sahiplendirme odasının moderatörlüğünü Impact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu üstlendi. Sabuncu, “Günümüzde işimizi kolaylaştıran, her alanda aracılık eden teknoloji, doğru kullanılırsa sahiplendirme konusunda iyi bir yöntem olabilir. Tabi ki burada önemli olan teknolojinin verimli kullanılması ve konunun taraflarıyla doğru empati kurulabilmesi. Fiziksel ortamda yapılabilen belli kontroller, teknolojik ortamda da yapılırsa, daha doğru ve daha hızlı yuvalandırmanın önü açılabilir” dedi. 

Oturumda, sivil toplum kuruluşları, dernek, topluluk ve platformların dağınık oluşundan ziyade bir çatı altında toplanmasının daha faydalı olabileceği görüşü ağırlık kazandı. Sahiplendirme takiplerinin yapılabileceği bir sistem kurulmasının ve medyanın aktif kullanımının önemine vurgu yapılırken, belediye ve veterinerlerin rolü, kısırlaştırmanın önemi ve gerekliliği de ele alınan konular arasındaydı. 

Sürdürülebilirliğimizi sağlamak için bize buradan kahve ısmarlayarak destek olabilirsiniz!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Haberler