10 Mayıs Perşembe günü Ankara’da Adil Çalışma Derneği (FLA) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın (ÇSGB) birlikte yürüttükleri “Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi ve İstihdama İlişkin İyi Uygulamaların Sürdürülmesi Amaçlı İşbirliği Pilot Projesi”nin kapanış toplantısına katıldık.
Bu yazımızda toplantıda öne çıkan noktaları paylaşmak istedik. Notlarımızın ardından bu tür etkinliklerin formatına dair bir önerimizi de sizler ile paylaşmak istiyoruz.
Bir çok sivil toplum örgütü temsilcileri ile özel sektör ve kamuyu bir araya getiren projenin kapanışında yine pek çok kurumun temsilcileri yer aldı. Toplantıda FLA Genel Müdürü Sharon Waxman, Nestle Türkiye Genel Müdürü Felix Alleman, ABD Büyükelçiliği Müsteşar vekili Denise Marsh, ÇSGB’yi temsilen İstihdam Politikaları Daire Başkanı İbrahim Demircan, OLAM Progıda’yı temsilen Burcu Türkay, Balsu’yu temsilen Esra Sarıçiçek ve projede yer alan STK’lardan Genç Hayat Vakfı, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı ve PİKOLO derneği yöneticileri yer aldı.
Toplantıdaki konuşmalardan öne çıkan ve en çok bahsedilen konu “iş birliği” oldu. Çocuk işçiliğini önlemek için kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışmalarının etkisinin büyük olduğu ve bu kurumlar arasında iş birliği yapılmasının çocuk işçiliğini önlemek ve iyi uygulamaların sürdürülebilir olması için önemli olduğu tüm temsilciler tarafından belirtildi.
FLA Türkiye Proje Direktörü Burcu Kuğu özellikle projeleri gerçekleştirirken ilgili alandaki tüm paydaşlar ile birlikte araştırma yapılmasının ve bu araştırmanın çıktıları üzerine projelerin şekillenerek ihtiyaca uygun olarak uygulanmasının önemli olduğunun altını çizdi.
Proje kapsamında ulaşılan sayılar ve etkilerinin önemine değinen OLAM-Progıda temsilcisi Burcu Türkay bu projenin FLA ile olan sürecinin tamamlandığını ifade etti. İyi uygulamaların devamlılığının kendileri için önemli olduğunu belirterek işbirliklerini sürdüreceklerini ifade etti. Bu konuda sivil toplum örgütleri ve kurumları kapsayıcı bir model ile devam etmenin öneminden bahsetti.
Proje içerisinde, tarım işçisi olarak çalışan çocukların desteklenirken çocuğa dokunan herkes ile çalışmanın öneminden ve çocuk işçiliğinin ancak bu paydaşların hepsi ile çalışma yürütüldüğünde önlenebileceğinden bahsedildi. Bu nedenle, yapılan çalışmaların çocuklar ile başlayan projenin, aileler, dayı başları, bahçe sahipleri, kadınlar, kamu personelleri, öğretmenler ile genişlediğini ve sorunun çözülmesi için tüm paydaşların birlikte sorumluluk almasına güzel bir örnek teşkil ettiği belirtildi.
Projenin kapanış toplantısından aldığımız notlar bu şekilde.
Gelelim önerimize; Projenin kapanış toplantısı 10.00- 13.00 saatleri arasında gerçekleştirildi. Projeye dair aktarılacak pek çok konu olması nedeniyle bu sürenin çok kısıtlı kaldığını gözlemledik. Bu kadar kapsamlı bir projede, kapanış toplantısı konferans şeklinde yapıldığı zaman, kürsüye çıkan konuşmacılar genel olarak 5 dakika süre veriliyor ve konuşmacılar için bu süre yetersiz kalıyor.
Bu tür organizasyonları Yaşayan Kütüphane ya da Pazar Yeri gibi etkinliklere çevirerek, katılan herkesin pek çok farklı istasyonda öğrenmek ve konuşmak istediği kişiler ve konular ile küçük atölye ya da konuşmalarda buluşmasını sağlamak, her paydaşın daha uzun süre kendisini ve projesini anlatması için alan bulmasını ve süreyi daha verimli kullanılmasını sağlayabilir. Konferanslardaki süre sıkıntısının yanı sıra katılımcıların da pek çok sorusunu ya da paylaşmak istedikleri noktaları paylaşamamalarının bu gibi yöntemler ile önüne geçilebileceğini düşünüyoruz. Bilgi aktarım biçimi olarak kullandığımız konferansları küçük atölyeler ile daha fazla etkileşimli ve keyifli bir halde yürütebiliriz.
Eğitmen Panda Kurucu Ortağı
Siz ne dersiniz?
